Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4001 E. 2023/11451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda, bozmaya uyularak verilen kararda hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı ve davalı yararına kazanılmış haklar oluştuğu gözetilerek davacı idarenin temyiz talebinin reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/202 Esas, 2021/621 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Polatlı ilçesi, ... Mahallesi 114 ada 156 (eski 709) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın objektif değer artışının %50'den aşağı olmaması gerektiğini, taşınmazın kamulaştırma dışında kalan bölümünde kamulaştırma nedeniyle değer düşüklüğünün hesaplanması gerekeceğini, raporda ayrıca münavebeye esas alınan ürünlerin verim ve gelirlerinin gerçeği yansıtmadığını, söz konsu taşınmaz 1. sınıf sulu taban tarım arazisi olduğunu, her türlü tarım ürününün söz konusu tarla vasfındaki taşınmazda yetiştirilebildiğini, taşınmazların bulunduğu bölgenin DSİ'nin sulama bölgesi içerisinde önem kazandığını, bu arazilerde Sakarya Nehrinden sulama yapılabildiğini, buraların önemli tarım havzaları olduğunu, bunlara ilişkin emsal Yargıtay kararlarını dosyaya ibraz ettiğini beyanla yeniden değerlendirme yapılarak delil ve emsal haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderlerinin davacı idare üzerinde yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli ve 2017/126 Esas, 2018/148 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2018 tarihli ve 2017/126 Esas, 2018/148 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2019 tarihli ve 2019/12 Esas, 2019/1919 Karar sayılı kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza net ürün geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve belirlenen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arazi niteliğindeki Polatlı ilçesi, ... Mahallesi 709 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-1 maddesi uyarınca yapılan uygulama sonucu; dava konusu 14.998,69 m² yüzölçümlü 709 parsel sayılı taşınmazın 114 ada 83 parsel olarak tapuya tescil edildiği, yüzölçümünün de 15.077,44 m² olarak değiştiği gözetildiğinde uygulama sonrası oluşan yüzölçümü üzerinden hesap yapılması ve yeni ada/parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif değer artışının yüksek hesaplandığını, net gelirin yüksek belirlendiğini, arta kalan alanda değer azalışı oluşmayacağını, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idareden alınması gereken 269,85 TL ve 1.330,20 temyize başvuru harçlarının alınmasına,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.