"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/125 Esas, 2023/107 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/564 Esas, 2021/648 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine kamulaştırmasız el atma yönünden davacı ...'a düşen tazminat miktarı itibarıyla temyiz yolu açık, ecrimisil yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından davacı ... yönünden temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, Arapsuyu Mahallesi 20311 ada 1 parsel, 20077 ada 3 parsel, 20071 ada 2 parsel, 20060 ada 4 parsel, 20074 ada 2 parsel, 20061 ada 2 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20310 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara davalı ... tarafından yol, kanal ve ark yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçelerinde özetle; davaya bakmakla görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından kamulaştırılacak alanlardan olduğunu, yine müvekkil Belediyece DSİ kanal güzergahında bulunan dere yataklarında can ve mal güvenliğini korumak amacı ile istinat duvarları yapılmak zorunda kalındığını ancak kamulaştırma bedellerinin yüksek meblağlara ulaşması sonucunda müvekkili Belediyenin bütçesince karşılanması imkansız hale geldiğini, bu sebeple istinat duvarlarının kaldırılmasının zorunluluk arz ettiğini, bu hususta görüş yazısı alındığını, alınan görüş yazısına istinaden istinat duvarlarının kaldırılmasının mümkün olmadığını, mevcut hâli ile muhafaza edilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığını, söz konusu istinat duvarlarını yapma ve dere ıslahının DSİ'nin görev alanına girdiğini, istinat duvarları her ne kadar can ve mal güvenliği nedeniyle müvekkili Belediyece yapılsa da bu istinat duvarlarının muhafazasının DSİ tarafından istenildiğini, dolayısıyla iş bu davada DSİ'nin de davalı sıfatı ile bulunması gerektiğini, bu nedenle husumetin DSİ'ye de yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz içerisinde imar planlarının yapımından önce de fiilen bulunan doğal bir dere mevcut olduğunu, müvekkil Belediye tarafından da mevcut dereye istinat duvarı, alanı genişletilmeden ve değiştirilmeden, vatandaşların şikayetleri üzerine 2007 yılında dere taşkınlarını önlemek, can ve mal güvenliğini korumak amacıyla kamu yararı gözetilerek yapıldığını, fiili el atmadan söz edilemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ecrimisil şartlarının da gerçekleşmediğini, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazlarda davalı Belediyenin herhangi bir hakka dayanmaksızın fiili olarak el attığı; ancak el atmadan kaynaklı olarak herhangi bir bedel ödenmediği anlaşıldığından emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilerek belirlenen tazminat ve ecrimisil bedelinin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede ... Büyükşehir Belediyesince imar değişikliği yapılarak onaylandığını, buna uygun olarak davalı ... tarafından 1/1000 ölçekli imar planı ve imar uygulaması yapılacağını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan her türlü takyidattan ari şekilde tapuya kayıt ve tesciline şeklinde karar verilmemesinin hatalı olduğunu, fiilen el atma olmadığından davada görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, hükmedilen bedelin tümüne dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığını, taşınmaz bedelinin fahiş hesaplandığını, ecrimisil koşullarının oluşmadığını, ecrimisil yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların dere ıslahı için taş duvar örmek ve yol geçirmek suretiyle kamulaştırma olmaksızın filen el atıldığı, dava konusu taşınmazların 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazların değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın temyiz yolu açık olan ... payı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza dere ıslahı için taş duvar örmek ve yol geçirmek suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığı anlaşıldığından arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davacılara ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.