"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3665 Esas, 2023/719 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/18 Esas, 2022/859 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu ... ili, Tekkeköy ilçesi, ... Mahallesi 1672 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın asıl talepler bakımından zamanaşımına uğradığını, müvekkil idare açısından davanın reddi gerektiğini, müvekkil idare açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davada husumetin Orman Genel Müdürlüğü'ne yöneltilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, faizin yürütülme tarihinin de hatalı olduğunu, Hazinenin tazminat sorumluluğunun yasal şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılara ait tapu kayıtları üzerinde (dava tarihi itibarı ile) orman şerhi bulunduğu, dava devam ederken ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/216 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararı ile 1672 ada 25 sayılı parselin tamamının, 1672 ada 26 sayılı parselin ise 18.700,99 m²lik kısımlarının tapu kayıtlarının iptal edilerek orman vasfı altında Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu, bunun gibi, hasım olarak hazinenin gösterilmesinde, taşınmazların tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının dava tarihinden sonra kesinleşmesi sebebi ile hesaplamanın dava tarihi esas alınarak yapılmasında ve taşınmazlar üzerinde kuru tarım yapılması sebebi ile kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak saptanmasında isabetsizlik bulunmadığı, kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece alınan 03.10.2022 havale tarihli 2. bilirkişi kurulu 3. ve 4. ek raporuna itibar edilerek ve taleple bağlı kalma ilkesi gözetilerek hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığından zamanaşımından reddinin gerektiğini, husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, dava konusu taşınmazın niteliğinin bilimsel verilere dayalı olarak tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, Tekkeköy ilçesi, ... Mahallesi kök 477 ve 478 parsel sayılı taşınmazların 1972 yılında yapılan kadastro çalışması ile davacılar adına tespit ve tescil edildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uygulaması ile taşınmazın 1672 ada 25 parsel sayısı ve 28.280,93 m² yüzölçümü ile 1672 ada 26 parsel sayısı ve 40.720,78 m² yüzölçümü tescil edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/216 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararıyla 1672 ada 25 sayılı parselin tamamının, 1672 ada 26 sayılı parselin ise toplam 18.700,99 m²lik kısımlarının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 05.11.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Değerlendirme tarihi olan 2018 yılı itibarı ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre fındık ürünün veriminin 66 kg/da, fiyatının 12,5 TL; buğday ürününün (kuru tarım bakımından) veriminin 400,00 kg/da, fiyatının 1,00 TL (yan ürün bakımından 300,00 kg/da ve 0,50 TL) ve karalahana ürününün veriminin 2.000,00 kg/da, fiyatının ise 1,50 TL olduğu gözetildiğinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda resmi verilere uyulmadan ve hesaplama hatası da yapılarak değerlendirme yapılması bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.