"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1632 Esas, 2023/5 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tutak Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/74 Esas, 2021/10 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu Ağrı ili, Tutak ilçesi, ... köyü 162, 174, 177, 382 ve 381 parsel sayılı taşınmazlarda taşınmazların kenarından geçmekte olan Kesik Çay'ının akarsu ve yer altı kaynağından çıkan sular nedeniyle bataklık oluştuğunu, taşınmazların büyük bir kısmının akarsu altında kaldığını ve kullanılamaz hale geldiğini, ileri sürerek tazminat ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Murat Nehrinin kollarından birinin içerisinde kaldığını, ancak bu durumun sorumlusunun müvekkili olan idarenin olmadığını, meydana gelen aşınma veya toprak kazanımlarından davalı idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, zira nehir akış hareketlerinin tamamen doğal seyir içerisinde gerçekleştiğini, ''Dere yatakları ve taşkınlar'' başlıklı Başbakanlık Genelgesi'nin 14 üncü maddesi gereğince kadastro çalışmaları sırasında dere yataklarında tabii akışa imkan verecek ve kendiliğinden oluşmuş dere yatağı kesitinin tescil dışı bırakılarak derenin tabi akışına tahsis edileceğinin düzenlendiğini, dere yatağı ile yatak kesitini doğru tespit edemeyen ve bu mekanlara tapu veren 3. Şahısların kusurundan ötürü anılan zararların meydana geldiğini, müvekkil idarenin bir kusur ya da ihmalinin bulunmadığını, somut olayda müvekkil idarece herhangi bir işgal olmadığından davacı yanın ecrimisil talebinin yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazların toplulaştırma kapsamına alınacağını, bu durumun bekletici mesele yapılmasını, tüm bu sebeplerle açılan haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın 1959, 1985 ve 2006 tarihli hava haritaları görüntülerinde de görüldüğü üzere dere yatağının kadimden beri dava konusu taşınmazın içinden veya bir bölümünden geçtiğini, davacının belirttiği gibi son on yılda meydana gelen taşkınlar sonucu oluşmadığını, müvekkili kurumun sorumlu tutulmaması gerektiğini, ecrimisil bedelinin kabulünün hukuka ve yerleşik uygulamalara aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlarının dikkate alınmadığını, kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf sebebi olarak bildirmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki ve kalıcı olarak dere yatağı haline gelen dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi raporunda belirtilen kısmının davacı tarafın özel mülkiyetinden çıktığı ve 6200 sayılı Kanun ile Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı DSİ Genel Müdürlüğü yetki ve sorumluluğuna giren taşınmazın doğal nedenlerle de olsa su altında kalmasından davalı kurumun sorumlu olacağı anlaşılmakla; mülkiyet bedelinin hesaplanmasında, kapitalizasyon faizinin belirlenmesinde, sulu çayır niteliğindeki 162, 174 ve 177 parsel sayılı taşınmazların m² birim fiyatının 4,938 TL, sulu tarla niteliğindeki 382 parsel sayılı taşınmazın m² birim fiyatının 10,38 TL belirlenmesinde, bir kısım taşınmazların arta kalan alanlarının kullanım amacı, geometrik şekli ve büyüklüğü gözetilerek yazılı oranda değer azalışı uygulanmasında, yöntemince ecrimisil bedeli hesaplanmasında ve bulunan bedelin talep doğrultusunda davalı idareden tahsiline 381 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve resen dikkate alınacak nedenlerle temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı ... maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisil bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Ağrı ili, Tutak ilçesi, ... Mahallesi 162, 174, 177 ve 382 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir esas alınarak taşınmaza değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazlara ilişkin 1979 yılında tanzim olunan tapulama tutanaklarının bulunduğu, tapulama tutanaklarının tetkikinde, taşınmazların sınırında bulunan Kesik Çay'ının kadimden beri aynı yerden geçtiği ve yatak değiştirmediği, sabit sınırlı olduğunun tespit edildiği, dava konusu taşınmazlara ilişkin 1979 yılı öncesini de gösterecek şekilde dava tarihine kadar olan döneme ait hava fotoğraflarının dosya arasına alındıktan sonra, fotogrametri ve jeoloji uzmanı bilirkişisi eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak Kesik Çay'ının yatak değişikliği sınırlarının tespit edilerek taşınmazlara ait fotoğraflarda taşınmaz sınırı ile el atılan bölüm sınırının işaretlenmesi, kadastro tespit tutanaklarındaki yüz ölçümü de dikkate alınarak, taşınmazların kullanılamaz duruma gelen kısmının, süreklilik gösterip göstermediği hususunda ayrıntılı açıklama yapılarak, ilk kadastro tespit tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde taşınmazlarda gerçekleşen değişimi ve sebeplerinin açıklattırılarak el atmanın varlığının tereddüte mahal verilmeyecek şekilde tespit edilmesinin ardından, dava tarihinden geriye doğru beş yıllık çiftçi kayıt sistemi kayıtlarının da dosya arasına alınarak, el atma tarihinin somut olarak tespit edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.