Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4175 E. 2023/10004 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın idarece kuru tarım arazisi olarak değerlendirilip kıymet takdir raporunda bu şekilde yer almasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sulu arazi olarak kabul edilip değer tespiti yapılmasının çelişkili olması ve bu çelişkinin giderilmesi için taşınmazın sulanıp sulanmadığının tespiti amacıyla keşif yapılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2013 Esas, 2023/159 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/375 Esas, 2021/369 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf istemi üzerine İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 388 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından 2942 sayılı Kanun'un 7 nci maddesine istinaden kendi bünyesi içerisinde kurulan Kıymet Takdir Komisyonu yeterince araştırma yapmadan gerçek rayiç bedelinin çok altında değer takdir ettiğini, takdir komisyonu tarafından tespit edilen kamulaştırma değerine itibar edilmemesini, taşınmazın gerçek değerinin keşif yapılarak tespitini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz kuru tarım arazisi olmasına rağmen bilirkişilerce 1.sınıf sulu tarım arazisi olarak değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğunu, bilirkişi raporunda kapitalizasyon faiz oranının yüksek belirlendiğini, %5 veya 6 alınması gerekirken %4 alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda elde edilebilecek ürün miktarı ve ürün bedelinin yüksek gösterildiğini, bilirkişilerce taşınmazlardan her yıl azami verim sağlanıyormuş gibi bir hesaplama yapılarak dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının yüksek belirlendiğini, tespit edilen % 20 objektif değer artışının da son derece fahiş olduğunu, taşınmaz üzerindeki mütemmim cüzlerin değeri çok yüksek tespit edildiğini, ayrıca yapıların vasıf ve niteliğinde, yaşlarında, yıpranma payı oranlarında hata yapıldığını, yapının yaşı düşük belirtildiği gibi yıpranma paylarının %12 alındığını bu yapının yıpranma payı %40-50 olmasına rağmen yıpranma payını %12 olarak düşülmesi ve enkazı malike kalacağı halde enkaz bedeli düşülmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, faiz hükmü hakkaniyete aykırı olduğu, kendisini vekille temsil ettiren müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğunu, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapı için sınıfı ve yaşına uygun yıpranma oranının doğru belirlendiği; davalı dava açmaya sebebiyet vermediğinden ve 2942 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi gereğince yargılama giderlerinden davacı idare sorumlu olduğundan ayrıca davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi halinde Anayasanın 46 ncı maddesinde düzenlenen "taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi" ilkesi ve dolayısıyla da mülkiyet hakkı ihlali söz konusu olacağından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru olduğundan; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek faiz hükmüne itiraz ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki 3 No,lu paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Arazi niteliğindeki Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 388 ada 17 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak bilimsel yolla değer biçilmesi ve üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğrudur.

3. Buna karşın, dava konusu taşınmazla ilgili olarak idare tarafından hazırlanan kıymet takdir raporunda kuru tarım arazisi olarak değer biçildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise soyut ve gerekçesiz şekilde dava konusu taşınmazın sulu arazi olarak kabulü ile değer tespit edildiği gözetildiğinde bu çelişkinin giderilmesi için yeniden keşif yapılarak, öncelikle dava konusu taşınmazın sulanıp sulanmadığı, sulanıyorsa fiilen nereden ve ne şekilde sulandığı, yapılan sulamanın yeterli olup olmadığı, mahkemece ve bilirkişi kurulunca bizzat gözlemlenip yeniden alınacak raporla çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde bedel tespiti hatalı olup bozmayı gerektirmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.