"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/831 Esas, 2022/457 Karar
KARAR : Dilekçe ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/104 Esas, 2021/504 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi karan kaldınlarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Sur ilçesi, ... Mahallesi 273 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapı kaydında gösterilenden daha geniş olduğunu, adil ve hakkaniyete uygun bedele hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, emsal taşınmazın uygun emsal olmadığını, satışın muvazaalı olduğunu, acele el koyma dosyasında ve kıymet takdir raporuna göre m² birim fiyatının yüksek belirlendiğini, aynı bölgede bulunan taşınmazlar için m² birim fiyatının daha düşük belirlendiğini, faiz hükmünün hatalı kurulduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arsa üzerinde bulunan yapının taban alanı toplan arsa alanını aşmakta olup yan parsele ve yola taşmalar olduğunu, yapının taban alanının en az 200 m² olduğunu, ikinci kattaki taşımalar da dikkate alındığında alanının en az 450 m² olması gerekirken yapı alanının 300,56 m² olarak hesaplanması ve bu hesaba göre hüküm tesisinin hukuka aykırı olduğunu, iki katlı yapıların üst katının zemin katına nazaran büyük olduğunu çıkmalar göz ardı edilmek suretiyle yapının taban alanının üst kat alanı ile aynı olacak şekilde hesaplanmasının hatalı olduğunu, yapı 10-15 yıl önce inşa edildiği halde bilirkişiler tarafından hiçbir araştırma yapılmadan salt hatalı gözleme dayanarak 31-40 yaşında olduğu kabul edilerek değer biçildiğini, emsal inlemesinin uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz emsalden çok daha değerli olmasına rağmen emsalden %10 daha değersiz olduğu kabul edilerek değer biçildiğini, dava konusu taşınmazın konumu ve merkezi yerlere yakınlığı göz önüne alındığında tespit edilen m² birim fiyatının düşük olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf talebine konu yerel mahkeme kararının istinaf talebinde bulunan davacı idare vekiline usulüne uygun olarak 06.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve istinaf süresinin son gününün 20.01.2022 tarihi olmasına rağmen, istinaf dilekçesinin yasal istinaf süresi dolduktan sonra 21.01.2022 tarihinde verildiği, yine istinaf harcının da 21.01.2022 tarihinde yatırıldığı belirtilerek davacı idarenin istinaf dilekçesinin reddine, arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak, üzerindeki yapılara ise aynı Kanun'un (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçların ise maktu bedelleri esas alınarak değer biçilmesine ve Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı iptal kararı sebebiyle tespit edilen bedelin kararın kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının tebliğatının usulsüz olduğunu, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlan tekrar ederek karann bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususlan tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. 7201 sayılı Tebliğat Kanun'un (7201 sayılı Kanun) 17, 18 ve 32 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararı davacı ... vekili Avukat ... adına çıkartılmış, 06.01.2022 tarihinde Bilgisayar işletmeni ...’e tebliğ edilmiştir. Diyarbakır Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığının 28.03.2023 tarihli ve 66174 sayılı yazısında tebligatın yapıldığı ...’in tebliğ alma yetkisinin olmadığı belirtilmiştir.
3. 7201 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinde belli bir yerde devamlı olarak meslek icra edenlere nasıl tebligat yapılacağı hususu düzenlenmiş olup bu maddeye göre meslek veya sanat icra eden kimseler o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki memur ve müstahdeme yapılabilecektir. Kanun, memur ve müstahdeme yapılacak tebligatın geçerli olmasını muhatabın adreste bulunmaması şartına bağlamıştır. Tebligatın muhatabı Avukat ...’ın adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyorsa sebebine ilişkin açıklama tebligatın üzerine şerh edilmediği gibi tebliği alan kişinin tebliği alma yetkisinin de bulunmadığı anlaşıldığından yapılan tebligat usulsüzdür. 7201 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi gözetildiğinde davacı vekilinin istinafı süresinde kabul edilerek istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden kararın sair hususlar incelenmeksizin bozulması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan Sebeperle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.