"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1388 Esas, 2023/343 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Sapanca ilçesi, ... Mahallesi 378 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından belirlenen bedel ile acele el koyma dosyasında belirlenen değerin kabul edilemeyecek kadar az ve dava konusu taşınmazın gerçek değerinin çok altında olduğunu ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2020 tarihli ve 2020/130 Esas, 2020/193 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.05.2021 tarihli ve 2021/659 Esas, 2021/668 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın incelenen imar durumuna göre arsa niteliğinde olması nedeniyle emsal karşılaştırması yöntemi ile değer belirlenmesinin doğru olduğu, dava konusu taşınmazın yola terk suretiyle oluştuğu, somut emsalin ise imar uygulaması görmek suretiyle oluşan imar parseli olup, %33 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapıldığı, dava konusu taşınmaz ile somut emsalin emlak vergilerine esas vergi rayiçlerinin bilirkişilerce yapılan mukayese ile uyumlu olduğu, ancak hükme esas alınan 02.09.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda dava konusu taşınmazdan yapılan yola terk oranı ile somut emsalden yapılan düzenleme ortaklık payı kesintisi arasında denkleştirmeye gidilmek suretiyle m² birim fiyatı belirlenmesi yerinde görülmediğinden denkleştirme öncesi belirlenen m² birim fiyatı üzerinden zemin değeri hesaplanarak fazla bedelin davacı tarafa iade edilmesi gerektiği ve bankaya depo edilen kamulaştırma bedelinin herhangi bir vadeli hesapta tutulmaksızın derhal hak sahibine ödenmesi gerektiğinden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.05.2021 tarihli ve 2021/659 Esas, 2021/668 Karar sayılı ilâmına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonunda; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların niteliği, yüzölçümü, yapı sınıfları yönünden kıymet takdir raporu ile bu dosyada hükme esas alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan mahkemece yeniden keşif yapılarak yapıların tüm özellikleri tespit edildikten sonra bu husustaki mahkeme gözlemi de keşif tutanağına yazılmak suretiyle yapıların, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayınlanan ve değerlendirme tarihi olan 2018 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları, bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek ve KDV eklenmeksizin değer biçilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespitine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, emsal seçiminin hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ve davacı idareye iadesi gereken bedelin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Acele el koyma dosyasında 422.922,95 TL ile bozma öncesi 53.273,87 TL olmak üzere toplam 476.196,82 TL depo edildiği anlaşılmakla davacı idarece fazla depo edilen 69.756,04 TL’nin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde toplam 52.807,78 TL’nin iadesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (B) bendinin (3), (4) ve (5) numaralı alt bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine “Mükerrer işlem yapılmamak üzere davacı idarece fazla depo edilen 69.756,04 TL’nin davalı tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine,” cümlesinin yazılması ve bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.