Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4267 E. 2023/11702 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması iptal edildikten sonra, bedel artırım davasının akıbeti ve yargılama giderlerinin kime yükleneceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu imar uygulamasının yargılama sırasında kesinleşen mahkeme kararı ile iptal edilmesi ve geri dönüşüm işlemlerinin tamamlanması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin karar verilmesine yer olmadığına dair kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/669 Esas, 2020/157 Karar

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusuz kalan asıl ve birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle özetle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, ... Mahallesi 1653 parsel sayılı taşınmazda davalı idare tarafından yapılan imar planı uygulaması sonucu bir bölümünden düzenleme ortaklık payı kesildiğini, kalan kısımın ise bedele dönüştürüldüğünü, bu bölüm için belirlenen bedelin düşük olduğunu belirterek bu bedelin artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleştirilen dava dilekçesinde özetle; dava konusu Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, ... Mahallesi, 1653 parsel sayılı taşınmazdaki bina bedelinin hesaplanarak ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdan yapılan kesintilerin yasal kesintiler olduğunu, ayrıca davacının ödeme yapılması için herhangi bir başvurusunun olmadığını yasal süreler içinde itiraz etmediğini ileri sürmüş, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.06.2012 tarihli ve 2011/344 Esas 2012/257 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci fıkrası uyarınca; taşınmazın ipotek veya uygulama tarihindeki niteliği esas alınmak suretiyle bedele dönüştürülen davacılar payının o tarihteki karşılığı tespit edildikten sonra, bu bedel, 3095 sayılı Kanun'da belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle dava tarihine güncellenerek bedel tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'un değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin yedinci fıkrası uyarınca; harç ve vekâlet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirlenmesi gerekirken, nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2014/293 Esas, 2015/2073 Karar sayılı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçiçi 12 nci maddesi ile "24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirildiğinden açıklanan hususta rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ayrıca asıl ve birleştirilen davalarda kabul ve reddedilen miktarlar açıkça belirtilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 20.02.2020 tarihli ve 2018/669 Esas 2020/157 Karar sayılı kararı ile konusuz kalan asıl ve birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; imar uygulamasının iptal edilmiş olması, geri dönüşüm işlemlerinin yapılmış olması ve parselin uygulama dışı bırakılmış olması ile davacıların bedel artırım davası sonucunda mahkeme kararı ve neticesinde yapılan icra takibi sonucunda sebepsiz zenginleştiğinin açık olduğunu, imar uygulamasının iptaline ilişkin idare mahkemesi kararı kesinleşmiş olup, müvekkil idarenin kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep ediyor. resen

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 3194 sayılı İmar Kanun'un 17/son maddesi.

3. 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Yargılama sırasında dava konusu imar uygulamasının kesinleşen mahkeme kararı ile iptali sonucu davalı ... tarafından geri dönüşüm işlemlerinin ve tapu sicil müdürlüğü tarafından tescil işlemlerinin tamamlandığı anlaşılmış olduğundan konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava açıldığı tarihteki haklılık durumu nazara alınarak, yargılama giderlerinden davalı idarenin sorumlu tutulmasında ve davacı taraf lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.