Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4272 E. 2023/9699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sitede yapılan kat malikleri kurulu toplantısının iptali talebine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Toplantının, 4721 sayılı TMK'nın 689. maddesi uyarınca tüm parsel maliklerinin oybirliği ile kabul etmesi gereken yönetim planına aykırı şekilde, tüm paydaşların katılımı olmadan ve sosyal tesis parselleri için gerekli oybirliği sağlanmadan yapıldığı gözetilerek, toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2458 Esas, 2023/135 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kat malikleri kurulu toplantısının iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların evlerinin bulunduğu yerin kayıtlarda site olarak geçtiğini, kat irtifakı ve kat mülkiyetinin bulunmadığını, davacıların ve komşularının taşınmazlarının Aydın ili, Kuşadası ilçesi, ... köyü, 2490 parselden başlayıp 2692 parsele kadar devam ettiğini, her parselde bir mesken olduğunu ve her meskenin farklı kişilere ait olduğunu, dava konusu taşınmazda kooperatif kurulduğunu, anılan taşınmazda arsa payı oluşturulamayacağını, herkesin müstakil arsasının bulunduğunu, ortak bir inşaat projesi ve bu projeye göre düzenlenen ortak alanların olmadığını, taşınmazların yönetimi konusunda henüz tüm paydaşlar tarafından imzalanan bir sözleşme olmadığından yönetimin genel hükümlere göre yapılacağını, fakat toplantının kanunun düzenlemesine aykırı olarak yapıldığını, tüm paydaşların toplantıya çağırılmadığını, paydaş olmayan kişilerin oy verdiğini ve karara katıldıklarını, taşınmazlarla ilgili kararların pay ve paydaş çoğunluğu ile alınması gerektiğini, usulüne uygun olarak bir yönetim oluşturulmayan sitede, yönetim adı altında keyfi uygulamalar yapıldığını, yönetici Yılmaz Karaaslan'ın kamu yollarındaki ağaçların kesilmesi, kameralar ile site sakinlerini takip etmesi ve topladığı paraları belgelendirememesi nedeniyle Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, toplantıda alınan tüm kararların iptalinin gerektiğini bildirerek; ... Sitesi'nin 16.07.2017 tarihinde yapılan site genel kurul toplantısı ile bu toplantıda alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davalı sitenin daha önce ... Kur Konut ve Yapı Kooperatifi olarak kurulduğunu, inşaatlarını tamamladığını, 159 ayrı parselden oluşan, yollarını ve yeşil alanlarını belediyeye terk etmiş bir yerleşim birimi olduğunu, 2012 yılında başlarında davacılardan İsmail Metinkaya'nın bulunduğu kişiler tarafından site yönetimi oluşturulduğunu, bu oluşumun genel kurul ile tamamlandığını ve bu güne kadar buna göre yönetildiğini, bu hususta Kuşadası 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/440 Esas sayılı dosyasında verilen kararın temyiz edilmesi üzerine site yönetiminin Yargıtay tarafından da kabul edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, site için hazırlanan yönetim planının taraflar arasında sözleşme niteliğinde ve hükmünde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2018 tarihli ve 2017/394 Esas, 2018/311 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli ve 2018/895 Esas, 2019/445 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesis etmek sureti ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece yapılan temyiz incelemesi neticesinde; uyuşmazlığın çözümünde genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 689 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre paydaşlar, kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabilirler. Öncelikle belirlenmesi gereken husus, yönetim planının taraflar açısından bağlayıcı olup olmadığıdır. Birlikte yönetime karar verilebilmesi için, 159 ayrı parsel ile 4 ayrı ortak parselin birlikte yönetimi için hazırlanan yönetim planının, 4721 sayılı Kanun'un 689 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince tüm parsel malikleri tarafından oybirliği ile kabul edilmesi gerekir. Bununla birlikte 159 ayrı parsel malikinden, bir kısım parsel maliki tarafından kabul edilen yönetim planı, kabul eden parsel malikleri ve parseller yönünden geçerli ve bağlayıcı olup ancak 4 adet sosyal tesislerin bulunduğu parseller yönünden oybirliği bulunmadığından bağlayıcı değildir. Toplantının ve alınan kararların 159 ayrı parsel ile 4 ayrı ortak parsel yönünden birlikte yapıldığı ve kararların birlikte alındığı anlaşıldığına göre, mahkemece davacıların sosyal tesislerin bulunduğu parsellerde malik olduklarının tespiti halinde, toplantının ve alınan kararların iptali gerekir. Açıklanan hususlarda bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2021 tarihli ve 2021/516 Esas, 2021/1425 Karar sayılı kararıyla bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece yapılan temyiz incelemesi neticesinde kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 31.01.2023 tarihli ve 2022/2485 Esas, 2023/135 Karar sayılı kararıyla bozma ilamına uyularak davacı ...'nin davasının kabulü ile ... Sitesi Toplu Yapı Yönetiminin 16.07.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline, davacı ...'ın davasının yargılama sırasında taşınmazı devretmiş olduğundan, aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yönetim planının tapuya şerh verilmemiş olmasının taraf arasında bağlayıcı sözleşme olması niteliğini değiştirmediğini, ilk toplantının 2017 tarihinde değil 2012 tarihinde yapılarak yönetim planının oyçokluğu ile kabul edildiğini kararın eksik araştırma ve inceleme neticesinde verildiğini ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, Kat Malikleri Kurulu Toplantısının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 66 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iptali talep edilen toplantının usulsüz olduğunun belirlenerek mahkemece yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi