"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3483 Esas, 2023/389 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/526 Esas, 2022/224 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, Edremit ilçesi, ... Mahallesi 725 parsel sayılı taşınmazın büyük bir kısmına kamulaştırma yapılmaksızın davalı idare tarafından havaalanı ve güvenlik sahasına dâhil edilerek ve tel örgüyle çevrilmek suretiyle el atıldığını, davalı idare tarafından bu şekilde müvekkilinin taşınmazına el atılmasından dolayı taşınmazını çok uzun sürelerden beridir kullanamadığını ve zarara uğradığını, bu nedenle müvekkilinin uzun yıllardan beridir kullanamadığı taşınmazda el atılan kısımlar dışında arta kalan kısımlarında kullanılamayacağını, yapılan ölçümler ve davalının idari sınırlamaları neticesinde anlaşılmakla, bu nedenlerle şimdilik 10.000,00 TL kamulaştırma bedelinin el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçelesinde özetle; ... Havalimanında 1.12.1997 tarih ve 98/10307 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile özel güvenlik bölgesi kurulduğunu, dava konusu alanın, havalimanı 03 pist başında bulunduğunu ve belirtilen alanın 1280 m²lik küçük bir kısmına güvenlik nedeniyle müvekkil kurum tarafından 2005 yılında tel örgü çekildiğini, davaya konu alanın ... Belediyesi İmar alanı dışında ... Belediyesi mücavir alan sınırlan içinde kaldığını, parselin bulunduğu alanın bataklık olduğunu, kotunun 1655 metrenin altında olduğunu, ... Belediyesince göl kenarındaki yapılaşmalarda 1655 m kotu taşkın alanı kotu olarak kabul edildiğini, bu kot altında olan arazilere imar, mevzi imar izni verilmediğini, bahse konu alanın bu kotun altında ve imar alanları dışında olduğunu, ayrıca bahse konu alanın şehir merkezine yakın olmadığı gibi ne yanında ne de uzağında hiçbir yapılaşma bulunmadığını, söz konusu parselin yapılaşmaya uygun alan içerisinde yer almadığı ve tapu kaydında da belirtildiği üzere arsa niteliği taşımadığı gibi herhangi bir ticari nitelik de taşımadığını, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile tazminat isteminin kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacılann payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin tespiti için 4 farklı bilirkişi raporu ve kendilerince sunulan bir uzman görüşü bulunduğunu, taşınmazın değerine ilişkin farklı değerlendirmeler nedeniyle raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, farklı bir bilirkişi heyetiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması gerektiğini, hükme esas alman bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın birim değeri ve toplam değerinin oldukça düşük hesaplandığını, taşınmazın bulunduğu konum ve manzarasının değerini oldukça yükselttiğini, mahkemece itirazları reddedilerek raporda belirtilen miktar doğrultusunda karar verilmesinin davacının Anayasa, AİHS ve diğer yasalarca koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkına ciddi bir saldın niteliğinde olduğunu, yakın bölgelerde başkaca emsal bulunması mümkün iken yapılan emsal araştırmasının yeterli olmadığını, rapordaki tespitin neye göre yapıldığının anlaşılmadığından Yargıtay denetimine elverişli olmadığını, taşınmazın havaalanı sınırlan içerisinde kalmasının imar planı dışında kalmasına ve değerinin düşmesine sebebiyet verdiğini, bu nedenle davaya konu taşınmazda havaalanı yapılmamış olsaydı taşınmazın değerinin ne olacağına ilişkin hesaplama yapılması gerektiğini, hükme esas alınan raporda herhangi bir gerekçe gösterilmeden taşınmazda havaalanı yapılmasaydı da taşınmazın değerinin aynı olacağı belirtilmiş ise de bu tespitin de neye göre yapıldığının anlaşılmadığını, tapuda açık bir şekilde 4900 metrekare olan taşınmazın alanının bilirkişilerce 4.667,31 metrekareye indirilerek hesaplama yapılmasının ve mahkemece bu hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş ise de, el koyma tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, açıklanan sebeplerle kararın bozularak dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; fen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olmadığını, 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 3 üncü ve 4 üncü maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nun 01.12.1997 tarihli ve 97/10307 sayılı Kararı ile Havalimanını çevreleyen bölgede Özel Güvenlik Bölgesi kurulduğunu, dava konusu alan havalimanının 03 pist başında bulunduğunu ve belirtilen alanın 1280 m²lik küçük bir kısmına güvenlik nedeni ile idare tarafından 2005 yılında tel örgü çekildiğini, dava konusu taşınmazın imar planı dışın ve ... Belediyesi mücavir alanı sınırları içerisinde olduğunu, bulunduğu alan bataklık olup, kotunun 1655 m²nin altında kaldığını, ayrıca taşkın alanı içerisinde olduğundan imar, mevzi imar izni verilmediğini, dava konusu taşınmaza en yakın tesisin yaklaşık 800 metre mesafedeki ... Yün İplik fabrikası, diğer tesisin ise 1500 metre uzaklıkta olan oto galericiler sitesi olduğunu, dava konusu alana en yakın özel okulun 2500 metre mesafede, hastanelere ise 1200-1300 metre, tapuda ise tarım arazisi vasfında olduğunu, buna rağmen arsa olarak vasıflandırılması ve buna göre kıymet taktirinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, teknik bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olmayıp itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, davaya konu yerin dava tarihi itibari ile de arsa olmadığını, fiilen el atılmayan ve herhangi bir müdahale bulunmayan kısmın da kamulaştırılması gerektiği yönündeki görüşün yerinde olmadığını, hesaplamadan düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapılmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedellerin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ancak davalı kurum harçtan muaf olduğu halde harca hükmedilmesi yönünden anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 269 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulimii yola kalbeden amme hiikmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi."
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bıı itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına..." karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki ... ili, Edremit ilçesi, ... Mahallesi 725 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının harca ilişkin (A- (5) numaralı bendinin ve B-(2) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Alınması gerekli 36.119,00 TL harçtan peşin alınan 55,40 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 36.064,00 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.