"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1967 Esas, 2022/2723 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, Dörtyol ilçesi, ... Mahallesi 2218 ve 2219 parsel (eski 1549 parsel ) sayılı taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hattı geçirilmek ve pilon dikilmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek pilon yeri ve irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu Hatay ili, Dörtyol ilçesi, ... Mahallesi, 1549 numaralı parselden 154 kV Seyhan TM- Ceyhan TM - İskenderun TM Enerji İletim Hattının geçtiğini, hattın Kesin Kabul Tutanağının 14.03.1967 yılında yapıldığını, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, davanın reddine karar verilmeyecek ise dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki vasfının tespit edilerek, kamulaştırma bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2016/646 Esas, 2019/54 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2021 tarihli ve 2019/1251 Esas, 2021/827 Karar sayılı kararı ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine davalı idarenin ise istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2021 tarihli ve 2019/1251 Esas, 2021/827 Karar sayılı kararına süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 24.03.2021 tarihli ve 2021/11213 Esas, 2021/5496 Karar sayılı kararı ile davacı tarafından, davalı idareye, davaya konu taşınmazla ilgili uzlaşma talebi içeren 10.02.2010 kayıt tarihli dilekçe ile uzlaşma talebinde bulunulduğu; ancak bu dilekçeye karşı idare tarafından olumlu, olumsuz bir cevap verilmediği böylelikle zımnen reddedildiği anlaşılmakla, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme ve işlem yapılarak tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz arsa olduğu halde arazi olarak alınmasının hatalı olduğunu, belirlenen bedelin düşük olduğunu ve yasal faizin paranın alım gücü karşısında düşük kaldığını ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilen ve enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinden yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dörtyol Belediye Başkanlığının 01.12.2016 tarihli yazısı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgulama Uygulama sitesinden edinilen bilgiler göz önünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu anlaşılmıştır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaza arazi niteliği ile değer biçildiğinden, alınan rapor geçersizdir.
4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
5.Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığı anlaşıldığından bu gerekçe ile maktu harca hükmedilmesi gerekirken 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasına göre harca karar verilmesi bozmayı gerektirir
6. Kabule göre de; 6100 sayılı Kanun'un 360 ıncı ve 373 üncü maddeleri ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.06.2022 tarihli ve 2021/11- 334 Esas 2022/1021 Karar sayılı ilamı göz önüne alındığında; Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak düzelterek veya yeniden esas hakkında hüküm vermesi ve bu hükmün de Yargıtay tarafından bozulması ile İlk Derece Mahkemesi kararı hayatiyetini kaybetmiş olmaktadır.
Bu durumda; Dairemizin ilamına uygun Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, hayatiyetini kaybetmiş İlk Derece Mahkemesi kararı ile ilgili istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.