"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 44 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığından bahisle tazminat bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun kamulaştırma yapıldığını ileri sürerek davanın hak düşürücü süreden reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığını, idareye başvurunun tebligat yerine geçemeyeceğini, kamulaştırma bedelinin ödendiğinin kanıtlanmadığını, mahkemenin verdiği kararın hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare tarafından dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/521 Esas,1986/113 Karar sayılı, kamulaştırma nedeniyle idarenin açtığı tescil istemli davada davacı ... davalı sıfatı ile bulunduğu ve dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kaydının iptaline karar verilip 143.606,00TL karşılığında davacının hissesinin kamulaştırıldığı ve söz konusu kamulaştırma parasının bankaya yatırıldığı ve söz konusu tüm bu kamulaştırmaya ilişkin bilgi ve belgelerin muhatabın kendisine 18.07.1984 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından imza inkar edilmiş ise de Adli Tıp Kurumu (ATK) fizik ihtisas dairesince düzenlenen rapor göz önüne alındığında gerek kamulaştırma işleminden gerekse kamulaştırma bedelinin banka hesabına yatırlıdığının davacının bilgisi dahilinde olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine dair verilen kararın doğru olduğunun kabulü ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarece usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadan dava konusu taşınmaza el atıldığını, davacıya kamulaştırma evraklarının tebliğ edilmediğini, kamulaştırma tebligatındaki imzanın davacıya ait olduğuna dair ATK raporuna karşı Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını, ATK raporunun yüzeysel olup sonuç doğurucu olmadığını, bu kurumun imza incelemesinde son merci olmadığını ileri sürerek kararın bozulması talebi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 13, 14 ve 25 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın mülga Arsa Ofisi tarafından 17.02.1984 tarihli kararına istinaden kamulaştırılmasına karar verildiği, davacı adına çıkarılan kamulaştırma tebligatının 18.07.1984 tarihinde bizzat davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı tarafından tebliğ mazbatası üzerinde bulunan imzaya ilişkin imza inkarında bulunulmuş ise de ATK raporu gözetildiğinde tebligattaki imzanın davacıya ait olduğu, buna göre; 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde yazılı 30 gün içinde dava açılmadığından kamulaştırma işleminin kesinleştiği gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.