Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5041 E. 2023/11905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tapu maliki ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değeri ve bedelinin tespiti ile tahsili noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Fiilen el atılan taşınmazlar ile proje bütünlüğü gereği el atılan taşınmazlar için Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ve 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararları gözetilerek nispi harca hükmedilmesi gerektiği, bu husustaki hatanın ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/91 Esas, 2023/181 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisilin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilerinin ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 367 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, ... Belediyesinin imar durumu uygulaması ile taşınmaza yol ve yeşil alana ayrılmak suretiyle el atıldığını, davalılar tarafından 10 yılı aşkın bir süredir taşınmazın otopark olarak kullanıldığını, fiili olarak da taşınmaza el atıldığından her türlü fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 10.000 TL tazminat ve dava tarihinden geriye beş yıllık ecrimisil bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ..., Cami Sokak üzerinde bulunan kısmı teslim zaptı doğrultusunda ... Büyükşehir Belediyesi tarafından müvekkili şirkete işletilmek üzere tahsis edildiğini, müvekkili şirketin bu yeri 01.08.2011 tarihinden itibaren işlettiğini, davaya konu taşınmaz ile ilgili imar planının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, davacı tarafından yaptırılan tespit sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda 367 ada 60, 61, 70, 71, 79, 80, 81, 4 No.lu parsel içerisinden yaya yolu geçirilmesine ilişkin kısmın ... 7. İdare Mahkemesinin 2006/487 Esas, 2006/903 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, bu nedenle taşınmazla ilgili olarak 1/1000 ölçekli uygulama planı hazırlanıp onaylanıncaya kadar uygulama yapılamadığını, İdare Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle kamulaştırmanın yapılamadığını, bu nedenle müvekkilinden ecrimisil talep edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin dava konusu yerde hiç bir tasarrufu olmadığını, ...'ın ... Büyükşehir Belediyesine bağlı bir kuruluş olduğunu, ecrimisil ve kamulaştırmasız el atma bedelinin aynı davada görülemeyeceğini, davaya konu taşınmazda ne hukuki nedene dayanarak nede fiilen el atma bulunmadığını, davanın usul ve esastan reddi gerektiğini bildirmiştir.

3. Davalı ... vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsele ... Büyükşehir Belediyesi tarafından fiilen el atılmadığını, ... A.Ş. tarafından yapılan müdahalenin müvekkili idareyi bağlamadığını, ... A.Ş.nin ayrı bir tüzel kişiliği olan özel hükümlere bağlı ticari bir şirket olduğunu, ... A.Ş.ye müdahalenin meni davası açılabileceğini, 1/1000 ölçekli imar planlarının ilçe belediyesi tarafından yapıldığını, müvekkili idarenin ise ana arterlerde kamulaştırma işlemi yapabildiğini, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10 uncu maddesi gereği 1/1000 ölçekli imar planlarının kesinleşmesinden sonra 5 yıllık kamulaştırma süresinin tamamlanması gerektiğini, dava konusu parselle ilgili 18.02.2012 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yürürlükte olduğunu, 5 yıllık kamulaştırma süresinin henüz dolmadığını, davacının uzlaşma şartını yerine getirmediğini, 1983 yılı öncesine ait ilk inşaat istikamet rölevesi uyarınca rızaen yola terk edilen kısmın tespiti gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.12.2014 tarihli ve 2012/259 Esas, 2014/469 Karar sayılı kararı ile davanın fiili el atma yönünden yargılama sırasında el atmaya son verildiğinden bahisle tüm davalılar yönünden reddine, hukuki el atma yönünden davanın idari yargının görevinde olduğundan bahisle görev yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 09.12.2014 tarihli ve 2012/259 Esas, 2014/469 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar ... ile ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu 367 ada 2 parsel sayılı taşınmaza fen bilirkişi raporuna göre 739.24m²'lik bölümüne açık otopark olarak el atıldığı, bu bölümün ... Büyüşehir Belediye Başkanlığının tahsisi ile ... tarafından açık otopark olarak işletildiği, yargılama sırasında el atmaya son verildiği anlaşılmıştır. Her dava açıldığı tarihteki niteliklerine göre değerlendirilir. Dava açıldığı tarihte dava konusu taşınmazın imar planında az yoğunluklu konut alanı, park, dinlenme alanı, yaya yolu ve otopark olarak düzenlendiği, davalı ... tarafından el atılan bölümünde imar planına göre otopark ve yeşil alan olarak ayrılan bölümde yer aldığı anlaşılmakla bu bölüm yönünden ecrimisil bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yargılama sırasında imar planı tadilatları ve yeni imar planı yapıldığı, bu imar planı sonucu taşınmazın kısmen ''Az yoğunluklu Konut Alanı'' kısmen ''yol'' kısmında dolgu alanında kaldığı, en son 21.02.2017 tastik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı Plan notu ve lejanında değişikliğine askı süresinde itirazın olduğu 03.07.2017 havale tarihli ... Belediye Başkanlığı plan ve proje Müdürlüğü yazısından anlaşılmakla; bu plan ve plan tadilatı çalışması sonucunun kesinleşmesi beklenerek taşınmaz başında yeniden oluşturulacak bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak taşınmazın el atılan bölümlerinin yeni imar planına göre durumları tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, ecrimisil yönünden davanın ... yönünden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.03.2021 tarihli ve 2019/191 Esas, 2021/190 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının davalı ... Başkanlığından tahsil edilerek davacıya ödenmesine, ecrimisilin ise davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 08.03.2021 tarihli ve 2019/191 Esas, 2021/190 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ve davacı ... Beledeliye Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 367 ada 2 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasına (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değerinin tespit edilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi, alınan rapor uyarınca ecrimisilin davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın belirlenen zemin bedelinden, üzerinde yapı bulunması ve kıyı kenar çizgisinde bulunması nedeniyle objektif değer azalışı uygulanmaması gerekirken, objektif değer azaltıcı unsur olacağını kabul eden rapora göre düşük bedele hükmedilmesi, dava konusu taşınmazın değeri, dava tarihi itibarıyla belirlendiğine göre hükmedilen bedele de dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken; dava dilekçesinde belirtilen miktara dava tarihinden, bakiye kısma ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı ... yönünden el atmanın önlenmesine yönelik ret kararı ile ecrimisil yönünden verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın idare yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, idarece el atmanın söz konusu olmadığını, el atma bedelinin çok yüksek hesaplandığını, el atma tarihinin tam olarak tespit edilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın fiilen el atılan ve proje bütünlüğü gereği bedeline hükmedilen kısımları açısından 2942 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesinin uygulanmasının söz konusu olmadığından Ek madde 4'ünde uygulanma imkanı bulunmadığını, 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan ve fiilen el atılan alanlar ile birlikte açılan proje bütünlüğü gereği el atılan taşınmazlar için açılan davaların yasal kaynağının Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar aldığı ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı gözetilerek nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Mahkeme kararının (2) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine ''Alınması gereken 567.342,96 TL nispi harçtan 148,50 TL peşin harç, 1.735,05 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye kalan 565.459,41 TL'nin davalı ... Başkanlığından alınarak Hazineye irat kaydına'' cümlesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.