Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5058 E. 2023/10742 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli yatırılmadan açılan tescil davasında, bazı davalıların davayı kabul etmesi durumunda idare lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedeli yatırılmadan açılan tescil davasında, davalıların davayı kabul etmesi halinde dahi, tescilin yasal koşullarının oluşmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ancak davalıların davayı kabul ettikleri ilk oturumdan önce veya o oturumda davayı kabul etmediklerinin anlaşıldığı hallerde idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2086 Esas, 2022/1915 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/625 Esas, 2021/323 Karar

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dahili davalılar ..., ..., ... ve ... dışındaki dahili davalılara karşı açılan davanın reddine, dahili davalılar ..., ..., ... ve ...’a karşı açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 245 parsel sayılı taşınmazın tamamının usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, bedelin depo edildiğini; ancak davalı tarafından tapuda ferağ verilmediğini, dava konusu taşınmazın tamamının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Dahili davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul ettiklerini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

2. Diğer dahili davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dahili davalılar ..., ..., ... ve ... dışındaki dahili davalılara karşı açılan davanın reddine, dahili davalılar ..., ..., ... ve ...’a karşı açılan davanın ise kabulü ile taşınmazın dahili davalılar ..., ..., ... ve ...’ın miras hisseleri oranında tapusunun iptali ile davacı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verildiği hâlde, idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 sayılı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı gerekçe göstererek idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemiş ise de söz konusu kararlar kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili davalarına ilişkin olduğunu, iş bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti davası olmayıp 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesine dayalı tescil davası olduğunu, 1990'lı yıllarda yapılan kamulaştırmalar sonrasında davalılar veya murisleri tarafından kamulaştırma bedellerini almış olmalarına ve aradan yıllar geçmiş olmasına karşın tapuda DSİ lehine ferağ verilmediğinden taşınmazın DSİ adına tescilinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğini belirterek mahkeme kararının düzeltilmesine, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare tarafından usulüne uygun kamulaştırma işlem yapıldığı ve bedelin koşulsuz olarak mal sahipleri adına bankaya bloke edildiğine ilişkin belgeleri dosyaya ibraz edilmediği nazara alındığında 17 nci maddede belirtilen yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla davayı kabul eden davalılar ..., ..., ..., ... dışındaki davalılar ile ilgili açılan davanın reddi kararının doğru olduğu, davayı kabul eden davalılar için de usulüne uygun ve süresinde kabul beyanlarının dosyaya sunduklarından, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ettiği, ayrıca davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 01.06.1995 tarihli kamu yararı kararı uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma tarihinde tapu maliki muris ...’ın mirasçılarına kamulaştırma evraklarının tebliğe çıkartıldığı, ancak kamulaştırma bedelinin depo edildiğine dair bir bilgi ve belgeye dosya arasında rastlanmadığı anlaşılmaktadır.

3. Bu itibarla kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemeyeceğinden davalılar ..., ..., ..., ... dışındaki davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüştür.

4. Dava konusu taşınmazın davacı idarece kamulaştırılması nedeniyle işbu davanın açıldığı, davalılardan ... ve ...’ın dava dilekçesinin tebliğinden sonraki ilk duruşmada veya ilk duruşmadan önce davayı kabul etmedikleri anlaşılmakla, adı geçen davalılar yönünden davacı idare lehine vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davacı idare lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı ... ve ...’tan alınarak davacı idareye verilmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.