Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5340 E. 2024/225 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine aleyhine açılan tazminat davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve davalının sorumluluğu uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın, iptal tarihi itibariyle taşınmazın emsal değerine göre hesaplanması gerektiği ve Hazine'nin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1683 Esas, 2022/1339 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Körfez 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/132 Esas, 2021/144 Karar

Taraflar arasındaki mülkiyeti davacılara ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki maliki olduğu Kocaeli ili, Körfez İlçesi ... Mahallesi 997 ada 5 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içinde kaldığından devlet ormanı vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, müvekkilinin uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın belirlenebilir niteliklere haiz olması hasebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 ve 109 uncu maddelerindeki şartları taşımadığından usulden reddine, dava konusunun ve harcın düşük gösterilmesi nedeniyle eksik olan harcın davacıya tamamlattırılmasına, aksi durumda davanın reddine karar verilmesine, yasal süresinde ikame edilmeyen davanın süre aşımı nedeniyle reddine, ihtilafın yöneltileceği tarafın temsil edilen idare olmaması nedeniyle davanın husumetten reddine, davanın mahiyeti gereği Orman İşletme Müdürlüğüne ihbar edilmesine, davacı tarafından idari başvuru sürecine riayet edilmemesi nedeniyle davanın reddine, huzurdaki davanın hukuki nitelendirmesi nedeniyle idari yargı mercilerinin görevli olması nazara alınarak davanın usulden reddine, 6100 sayılı Kanun'un 114 ila 116 ncı maddelerinin tetkiki ile mer-i mevzuata uygun ikame edilmeyen davanın reddine, dava ikame edilmesinde hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Körfez ilçesi, ... Mahallesi 997 ada 5 parselin tapusunun iptali ile devlet ormanı vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş olduğu ve kararın 23.03.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının dikkate alınmadığını, bu itirazlarını tekrar ettiklerini, idari başvuru süreci tamamlanmadan dava açıldığını, davalıya yöneltilen tazminat davasının şartları ve koşullarının haksız fiil bağlamında hiç bir şekilde vuku bulmadığını, davacının mülkiyet hakkı kayıplarının söz konusu olmadığını, iddialarının kapsamının hukuki el atma statüsünde tasavvur edilmesi gerektiğini, davalıya izafe edilebilecek bir kusur veya kastın bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte hükmedilen tazminatın ıslah edilen kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, dava açılmasına davalının sebebiyet vermemesinden dolayı vekâlet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu, davalının harçtan muaf olduğunu ancak kararda keşif ve sair harçlardan sorumlu tutulduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa nitekliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davacılar adına kayıtlı dava konusu Kocaeli ili, Körfez ilçesi, Yarımca Ş. Mahallesi 997 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifraz nedeniyle 23.12.1992 tarihinde ½ şer payının Veysel Kaya ve davacı ... adına tescil edildiği, davacının taksim nedeniyle 28.12.1997 tarihinde de taşınmazın tamamına malik olduğu, taşınmazın tapu kaydının Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/783 Esas, 2015/302 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği ve Hazine adına tescil edildiği, kararın temyiz edilmeksizin 23.03.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, üzerindeki yapılara ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.