"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/306 Esas, 2023/203 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada, verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Kahramankazan ilçesi, ... Mahallesi, 1079 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkiline ait dükkana biçilen değerin, binanın bulunduğu konum, çevresindeki emsal ve rayiç bedeller ve diğer objektif koşullar dikkate alındığında hatalı olduğunu, müvekkiline ait taşınmazın değerinin davacı idare tarafından iş hanında yapılan yıkım ve imar değişikliklerinden olumsuz etkilendiğini, müvekkiline ait taşınmazın Kazan ilçesinin en merkezi yerinde olduğunu, dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihine göre belirlenmesi gerektiğini ve emsal ve rayiç bedel araştırmasının da dava tarihi dikkate alınarak yapılması gerektiğini belirterek davacının talebi doğrultusunda tescil kararı verilecekse; dava konusu taşınmaz ve üzerindeki müştemilatın değerinin; keşif, bilirkişi incelemesi ve kamulaştırılacak taşınmazın bulunduğu bölgedeki emsal ve reel birim fiyatların dava tarihi olan 07.05.2015 tarihi esas alınmak üzere araştırılması neticesinde belirlenmesini, bu bedelin davacı tarafından müvekkiline ödenmesini, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, yasal vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.10.2015 tarihli ve 2015/143 Esas, 2015/663 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 26.10.2015 tarihli ve 2015/143 Esas, 2015/663 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan, zaruret olmadıkça yakın bölgelerde bulunan ve değerlendirme tarihine yakın emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, şirkete yapılan özel amaçlı satışın emsal olarak kabul edilmesi sebebiyle ve somut emsal olarak incelenen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aralarında 11 kat fark olduğu belirtilerek taşınmaza değer biçilmiş olup, aralarında bu kadar fark olan taşınmaz dava konusu taşınmaza emsal alınacak nitelikte olmadığından alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2015 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürülüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 22.03.2023 tarihli ve 2017/306 Esas, 2023/203 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk kararla ödenmiş olduğunu, faizin hatalı işletildiğini, davalı lehine usuli müktesap hak oluşmayacağını, ilk kararla idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmişken ikinci kararla hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa bedeli ve yapı bedeli ayrı ayrı hesaplanmayıp dava konusu dükkanın bütün halinde değerlendirilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek davacı idarenin temyiz talepleri yerinde olmadığından davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, temyiz talepleri doğrultusunda kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 46 ncı maddesinin son fıkrası (ana gayrimenkulün arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ile eklentileri de göz önünde tutularak ayrı ayrı takdir olunacağı) hükmünü koymuştur. Böyle olunca ana yapının arsasına 2942 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi göz önünde tutularak kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre, üzerindeki yapılara aynı maddenin (h) bendi gereğince değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları gösterilip yıpranma payı düşülmek suretiyle ve ayrıca (i) bendi hükmü uyarınca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirlenmesi gerektiğinden, açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ile üzerindeki yapının sınıfına göre bedelinin bayındırlık birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülmek suretiyle, tüm yapının ortak yerleri içerir biçimde değeri hesaplandıktan sonra, toplam bedel üzerinden arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı tespit edilir. Şayet o bağımsız bölüm yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte ekstra ilaveler varsa bunlar da göz önünde tutularak açıklanan esaslar çerçevesinde sözü edilen bağımsız bölümlere değer biçilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, bilirkişilerin ilk raporunda ısrar etmeleri halinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılıp, alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli raporu esas alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4.Kabule göre de; bozma sonrası davalının usuli kazanılmış hakkı gözetilerek bozma öncesi bedele hükmedildiğinden tespit edilen bedele dava tarihinden dört ay sonrasından ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekinken ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalıdan 1.330,20 TL temyize başvurma harcının alınmasına,
27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.