Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5636 E. 2024/3374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri arasında, bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığı ve düzeltilerek tapuya tescil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2109 Esas, 2023/546 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/963 Esas, 2019/357 Karar

Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.03.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... gelmiş, davalılar vekili duruşmaya katılmamışlardır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; binada toplam 7 bağımsız bölüm bulunduğunu, tapu kayıtlarından taşınmazda kat irtifakının 1988-1989 yıllarında tesis edilmiş olduğu, bağımsız bölümlere tefrik edilen arsa paylarının kat irtifakı tesisi sırasında o tarihteki malikleri tarafından tahsis edilmiş olduğunu, kat irtifakı tesis edilirken bağımsız bölüm arsa paylarının belirtilerek tahsis ve taksim edildiğini, mevcut arsa payları incelendiğinde, payların bağımsız bölümlerin o tarihteki değerleri ile orantılı olarak düzenlenmediğini, değerlerine etken olan faktörlerin dikkate alınmadan verildiğini, taşınmazda mevcut arsa paylarının 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 3 üncü ncü maddesine ve hakkaniyetine göre düzenlenmesi talebiyle dava açılmasının lüzum ve zaruretinin hasıl olduğunu, dava konusu binadaki bağımsız bölümlere ait arsa paylarının düzenlenmesi talep edilmektedir.

II. CEVAP

1.Davalılar ... Bilmiş ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; harca esas değerin belirlenmesini, aksi halde davanın reddine karar verilmesini, davacıların davaya konu taşınmazın tapudaki durumunu bilerek satın almış olduklarını, arsa payının belirlenmesi üzerinden 30 yıl geçtiğini, tapu kayıtları incelendiğinde bağımsız bölümlerin el değiştirdiğini, davacıların bağımsız bölümlerinin mesken niteliğini ve arsa payını bilerek satın almış olduklarını, taşınmazların muhtelif tarihlerde el değiştirdiğini, davacıların satış tarihlerinden yaklaşık 20 yıl geçtiği halde arsa payının dağılımının haksızlığını ileri sürerek 20 yıl boyunca dava açmadıklarını, ortak giderlere itiraz etmediklerini, davacıların müteahhit firmalar ile görüşmeye başladıktan sonra daha çok menfaat elde etme çabası ile davanın açıldığını, bu nedenle kötü niyetle hareket eden davacılar tarafından bu davanın açıldığını, arsa paylarının yasalara uygun olarak dağıtıldığını, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davalının taşınmazı 2015 yılı Haziran ayında satın aldığını, aldığında böyle bir konudan bilgisi olmadığını ve uyarılmadığını, davacıların kişisel menfaat gözeterek, binanın yıkılarak yeniden daha fazla konut üretip avantaj elde etme istekleri ile ısrarlı toplantılar yaptıklarını, banka kredisi kullandığını, arsa paylarının hesaplanmasının binanın inşa proje onaylanması aşamasında yapıldığını, tapuya işlendiğini, kendilerinin müdahalesi olamayacağını, konunun dava ile düzeltilmek istendiğini, kat malikleri toplantısında karar altına alındığını, bu konuda maliklerle birlikte eşit orandaki masraflara katılacağını beyan ettiğini, işlemin yapılacağının bildirildiğini, vekâlet vermediğini, ancak bu konuda maliklerle birlikte eşit orandaki masraflara katılacağını beyan ettiğini, açıklanan nedenlerle vekalet vermediğini, dava açılması ve tüm giderlerin davalılara yükletilme isteminin haksız ve mesnetsiz olduğunu, hakkaniyet kurallarına uymayacağını, giderlere tüm maliklerle birlikte eşit orandaki masraflara katılacağını bu yönde karar verilmesini talep etmektedir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kanunun ilgili hükmü yok sayılarak, kanuna hükmüne aykırı gerekçe ile hüküm kurulduğunu, kat irtifakının kurulduğu tarihteki dairenin iç döşemesinin kat irtifakına etki ettiği gibi bir yanılgı içerisinde olduğunu binanın ilk yapıldığı tarihteki örnek verildiği gibi dairenin iç döşemesinin kat irtifakı ilk kurulduğunda arsa payına etki eder hiçbir yanı bulunmadığını, bağımsız bölümlerin arsa paylarının, değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olduğu bilirkişilerce somut olgularla ifade edilmediği kanaati var ise, bu konuda ek rapor almak ya da bir başka bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, davanın reddedilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, tapudan taşınmazların alım-satım değerlerinin istenebileceği, raporun somut olgulara dayandırılmasının istenebileceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; Dairece duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, haklılığın dosya kapsamı ile ispatlandığını, bilirkişi raporunun aksini kanıtlayan belge olmamasına rağmen mahkemece rapor hilafına karar verilemeyceğini, arsa paylarının düzeltilmesi gerekmesine rağmen istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ana gayrimenkulde 1988 yılında kat irtifakı tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.

3. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın reddine karar verilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.