"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/121 Esas, 2022/361 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 20311 ada 1 parsel, 20077 ada 3 parsel, 20071 ada 2 parsel, 20060 ada 4 parsel, 20061 ada 2 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20310 ada 1 parsel sayılı taşınmazların imar planında semt spor sahası alanında kaldığını ve kamulaştırma yapılmaksızın fiilen dere ıslahı, yol ve kaldırım yapmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; idari yargının görevli olduğunu, dava konusu taşınmazın Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından kamulaştırılacak alanlardan olduğunu, imar planında dava konusu taşınmazın ihtiyaç doğrultusunda semt spor sahası olarak belirlendiğini, davalı belediyece DSİ kanal güzergahında bulanan dere yataklarında can ve mal güvenliğini korumak amacı ile istinat duvarları yapmak zorunda kalındığını, kamulaştırma bedellerinin yüksek meblağa ulaşması sebebiyle istinat duvarlarının kaldırıldığını, husumetin DSİ'ye yönetilmesini ve müvekkil belediye açısından davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkili belediye tarafından dava konusu taşınmazların imar planında ayrılma amacına yönelik işlem yapılmadığını, dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığı iddia edildiğini ancak taşınmaz içerisinde imar planlarının yapımından önce de fiilen bulunan doğal bir dere mevcut olduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte davacının talep ettiği taşınmaz bedelinin rayiçlerine göre fahiş bir bedel olduğundan haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.09.2020 tarihli ve 2018/89 Esas, 2020/161 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2021/50 Esas, 2021/498 Karar sayılı ilamı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2021/50 Esas, 2021/498 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu, dava konusu 20061 ada, 2 parsel sayılı taşınmazda her bir davacıya ait ayrı ayrı 259/579000 hisse, 109/1852800 hisse ve 4973/1158000 hisse karşılığı toplam 222,32 m² alanın bedeline hükmedilmesi gerekirken, payların hesaplanmasında yapılan maddi hata sonucu toplam 2.012,64 m² yerin bedeline hükmedildiği ve dava konusu taşınmazlardaki davacılar payının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde davacılar payına isabet eden alanlar üzerinden tapu kaydının iptaline karar verildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davalı idarenin temyiz itirazlarının yerinde olmadığını ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince davacı idare lehine verilen vekâlet ücretinin davacıya verilen vekâlet ücretini geçemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; davanın husumetten reddi gerektiğini, bölgedeki imar planı iptal edildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza el atılmadığını, idari yargının görevli olduğunu, haciz ve ipoteklerden ari olarak tescil edilmesi gerektiğini, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğini, emsalin uygun olmadığını ve belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
5. 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası.
"Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapora göre belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Proje bütünlüğü gözetilerek dava konusu taşınmazların tamamındaki davacılar payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası gözetilmeksizin davalı idare lehine reddedilen kısım üzerinden fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.10.2022 tarihli ve 2022/121 Esas, 2022/361 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının; (8) numaralı bendindeki “302.253,69” sayısının hükümden çıkartılarak yerine “135.239,08” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.