"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/253 Esas, 2023/68 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Uşak ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 315 ada 157 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; acele kamulaştırma dosyasında taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini, taşınmazın bulunduğu konum itibarıyla ticari değerinin oldukça yüksek olduğunu, yapı değerinin de düşük belirlendiğini, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; acele kamulaştırma dosyasında taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini, taşınmazın bulunduğu konum itibarıyla ticari değerinin oldukça yüksek olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.11.2015 tarihli ve 2014/322 Esas, 2015/635 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.05.2017 tarihli ve 2017/12109 Esas, 2017/14037 Karar sayılı bozma ilâmı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, şirkete yapılan özel amaçlı satışların emsal olarak alınması doğru olmadığı, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması, taşınmaz üzerindeki yapılara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan ve değerlendirme tarihi olan 2014 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları, bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve taşınmazın tapu kaydında davalılardan ...'nin hissesi üzerinde bulunan haciz ve ipotek şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtıldıktan sonra derhal davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar
Mahkemenin 07.11.2019 tarihli ve 2017/370 Esas, 2019/887 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 07.11.2019 tarihli ve 2017/370 Esas, 2019/887 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 29.04.2021 tarihli ve 2020/2020 Esas, 2021/6643 Karar sayılı bozma ilâmı ile dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak aynı amaçla kamulaştırılan ve birbirine komşu olan Sarayaltı Mahallesi 444 ada 16 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde 807.60 TL/m², ... Mahallesi 315 ada 27 parsel sayılı taşınmaza 24.03.2014 değerlendirme tarihinde 714.98 TL/m², ... Mahallesi 315 ada 163 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde 807.59 TL/m² ve 315 ada 560 parsel sayılı taşınmaza 884.00 TL/m² birim fiyat takdir edildiği ve bu bedellerin Dairemiz denetiminden geçerek onandığı anlaşıldığından, değerlendirme tarihi olan 21.07.2014 itibarıyla dava konusu taşınmaza takdir edilen m² birim fiyatı inandırıcı görülmediğinden, aynı konumda bulunan ve değerlendirme tarihi yakın olan parseller için tespit edilen m² değerinden ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı iptal kararı nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespitine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamı sonrası alınan hatalı bilirkişi raporu ile kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, emsal taşınmaz izale-i şuyu satışı olsa dahi emsal olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, emsal olarak bildirdikleri satışın dava konusu taşınmaza emsal olarak değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, kamulaştırma bedelinin tespiti yapılırken 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesindeki esaslara ve bozma ilamına uyulmadığını, idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz kıyaslamasının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmaz emsal taşınmazdan daha iyi konumda olduğunu, taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini, aynı kamulaştırma kapsamında ve aynı bölgede bulunan Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/298 Esas, 2019/764 Karar sayılı dosyasında 19.11.2013 tarihi itibarıyla metrekare birim bedelinin 1.564,98 TL olarak belirlendiğini, faizin karar tarihine kadar işletilmesinin yerinde olmadığını, ödeme tarihine kadar işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.
3.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.