"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3285 Esas, 2023/945 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/841 Esas, 2022/1002 Karar
Taraflar arasındaki ana gayrimenkulün güçlendirilmesi gerektiğinin tespiti ile davacı tarafa güçlendirme işlemleri için yetki verilmesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.03.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı asıl ... ile vekili Av. ... geldi, davalı duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan asıl ve avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; bina iskanlı ve sağlam olsa da 2007 yılı deprem yönetmeliğinden önce yapıldığından can ve mal güvenliği yönünden güçlendirilmesi gerektiğini, davalı ... ile müvekkilleri arasında husumet olduğunu, müvekkillerinin sürekli belediyeye şikayetler yapan davalı ile birlikte güçlendirme işlemi yapılmasına muvaffakat etmediklerini belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın güçlendirilmesine, güçlendirme işlemlerinin (proje onayı, ruhsat almak, gerekirse yasal terkleri yapma, cins tashihi yapma, iskan alma) davacı malikler tarafından yürütülmesine ve sonuçlandırılmasına, güçlendirme ile ilgili masrafların bilirkişi marifetiyle hesaplanarak maliklere arsa payı oranında dağıtılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (634 sayılı Kanun) gereği hâkimin müdahalesi talep edilebilmesi için dava açılmadan önce usulüne uygun kat malikleri toplantısının yapılmasının ön koşul olduğunu, davaya konu olayda, davacılar tarafından önceden yapılan olağan veya olağanüstü kat malikleri toplantısı mevcut olmayıp, ön koşulun gerçekleşmediğini bu nedenle usul yönünden davanın reddi gerektiğini, davaya konu taşınmazın gerek çatı, gerekse giriş ve giriş altı ile bazı katlarında tecavüzler ve haksız inşaat işlemlerinin mevcut olduğunu, ihtilaflar ile ilgili İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/975 Esas, 2015/943 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile yıkım kararının mevcut olduğunu, İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/10 Esas, 2015/806 Karar sayılı dosyasının Yargıtayca bozulduğunu ve halen derdest olduğunu, öncelikle bu davanın kesinleşmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın mesnetsiz ve yersiz olarak açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konusuz kalan dava hakkında ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarının haklı bir dava olduğunu, dava açıldığı anda riskli yapı kararı bulunmadığını, güçlendirme projesinin çizildiğini, ilk safahatta davanın kabul edildiğini, davanın açılmasında haklı olan davacılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, haklılığın dosya kapsamı ile ispatlandığını, bilirkişi raporunun aksini kanıtlayan belge olmamasına rağmen rapor hilafına karar verilemeyeceğini, arsa paylarının düzeltilmesi gerekmesine rağmen istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, anayapının güçlendirilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 331, 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Vekâlet ücreti de yargılama giderlerindendir. Buna göre, İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda ana yapının yıkılmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru ise de, dava açıldığı tarihte tapu kaydında anagayrımenkulün kat mülkiyetli olup, riskli yapı şerhinin bulunmaması nedeniyle davacının anayapının güçlendirilmesi davası açmakta haklı olduğundan, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı aleyhine yüklenmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (3) numaralı bendinin çıkartılarak. yerine “Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ... gereğince 5.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesi yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.