Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5963 E. 2024/692 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, tespit edilen kamulaştırma bedeline işletilecek faizin davalı kurumdan tahsil edilip davalı tarafa ödenmesine hükmedilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz işletilmesi yeterli olup, ayrıca işletilecek faizin davalı kurumdan tahsil edilip davalı tarafa verilmesine hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu hususun hükmün düzeltilmesi suretiyle giderilebileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/1235 Esas, 2020/467 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I.DAVA

Davalı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Merkez, ... köyünde kain 59/A parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.04.2011 tarihli ve 2011/41 Esas, 2011/449 Karar sayılı kararı ile davalıların adresinin resmi kurumlardan getirtilmediği, ayrıca davalılarla görüşme için iadeli taahhütlü bildirimde bulunulmadığı, bu durumda dava şartının gerçekleşmediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin 05.04.2011 tarihli ve 2011/41 Esas, 2011/449 Karar sayılı kararına karşı davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.04.2014 tarihli ve 2013/26604 Esas, 2014/11209 Karar sayılı ilamı ile Mahkemece; davalıların açık adresleri, 2942 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinde belirtilen tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptırılacak araştırma ile belirlenip, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre dava dilekçesi ve ekleri davalılara tebliğ edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmazın arsa kabul edilmesinin hatalı olduğunu, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, emsalin uygun emsal olmadığını, davacı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza Dairemiz denetiminden geçen dosyalarla uyumlu değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alındığında, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

4. Tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz işletilmesi ile yetinilmesi gerekirken işletilecek faizin davalı kurumdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde geçen '' işletmek suretiyle, işletilecek yasal faizin davacı kurumdan tahsili ile davalı ve dahili davalılara tapudaki ve veraset ilamındaki hisseleri oranında ödenmesine,'' cümlesinin hükümden çıkartılarak '' işletilmesine '' kelimesi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.