"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3930 Esas, 2022/2008 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Solhan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/1493 Esas, 2020/1292 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve davalılar ... ve ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyü 225 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; acele kamulaştırma dosyasında belirlenen kısmının mahsubu ile bankaya depo edilen fark bedelin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve taşınmazın baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinin (c) bendi hükmü uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Genç İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün gelir gider cetvelinin bilimsel bir niteliği olmadığını, Solhan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinde gelirler yüksek olduğu halde, giderlerin tam tersine düşük gösterildiğini, gider tablosunun gelir tablosunun 1/3'ünden az olamayacağından bilirkişilerden bu doğrultuda rapor alınması gerektiğini, dava konusu dosyada hükme esas alınan bilirkişi raporunda buğday, karışık sebze ve kuru fasulye münavebesi uygulandığını, oysaki taşınmazın bulunduğu yerde sebze yetiştiriciliğinin yoğun olarak olmadığını, taşınmazın değerini yükseltmek için sebze ürününü münavebeye eklendiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 5 olarak alınmasına itiraz ederek, davacı idare lehine vekâlet ücreti verilmemesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
2. Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda belirlenen m² birim değerinin düşük olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının % 4 alınması gerektiğini, davaya konu taşınmaza kıymet takdiri yapılırken objektif değer artışı uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kısmen sulu kapama karışık meyve bahçesi, kısmen kapama kavaklık niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir metodu esas alınarak, taşınmazın objektif değer artışı uygulanmasını gerektiren bir niteliğinin bulunmadığı kabul edilerek, sınır bitkisi niteliğinde olan ağaçlara ise maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak kamulaştırma bedelinden mahsup edilen acele el koyma bedelinin hatalı yazılması suretiyle ödenecek fark bedelin yanlış belirlenmesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi ile 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma fark bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve derhâl ödenmesine ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usule aykırı olduğunu, derhal ödemeye ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının uygulanması taleplerinin karşılık bulmadığı bir durumda bankada bloke edilip kararın kesinleşmesini bekleyen kamulaştırma bedellerini alma imkanlarının bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi söz konusu hükmü tesis ederken davalılar bankadaki blokeli kamulaştırma bedellerini alabilirken almamışlar gibi bir yanılgıya düştüğünü, faizin ilk derece mahkemesi kararına kadar uygulanmasınını hakkın özüne müdahale olduğunu, kapitalizasyon faiz ve objektif değer artış oranlarının düşük olduğunu ve münavebe planının yöreye uygun alındığını, üretim masraflarının yüksek gösterilmediğini, acele kamulaştırmanın sağlıklı yapılmadığının bilinmesine rağmen bedel tespiti davasında bu konuda hakkaniyet gösterilmediğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyü 225 ada 9 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda sulu arazi niteliğindeki taşınmaza uygulanan kapitalizasyon faiz oranı doğru olduğu gibi tespit edilen bedel aynı kamulaştırma kapsamında kalan, benzer özellikteki Dairemiz denetiminden geçen dosyalardaki metrekare birim fiyatları ile uyumludur.
4. Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan fidan bedeline maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.