Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6136 E. 2023/12004 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve idare adına tescili davasında, bedelin hesaplanmasında kullanılan tarih ve faiz oranının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin tespitinde dava tarihi esas alınması ve ilk karar tarihi ile son karar tarihi arasında oluşan fark bedele yasal faiz işletilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/65 Esas, 2022/302 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Burdur ili, Çeltikçi ilçesi, ... Mahallesi, 102 ada 281 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2019/16 Esas, 2020/89 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bedelinin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2020 tarihli ve 2019/16 Esas, 2020/89 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/965 Esas, 2021/125 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi vasfında kabul edilerek net gelir yöntemi ile kamulaştırma bedelinin tespitinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, münavebe desenin o yörede yetişen yaygın olarak yetişen ürünlerden oluşturulduğu, net gelirin hesabında değerlendirme tarihi olan 2019 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin kullanılmasının yerinde olduğu, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi vasfında kabul edildiğinden kapitalizasyon faiz oranı %4 olarak alınmasının, dava konusu taşınmazın bulunduğu konum, merkezi yerlere uzaklığı dikkate alındığında objektif değer artışı uygulanmamasının ve dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan muhdesat için belirlenen değerin yerinde olduğu, dava tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın m² birim fiyatının 15,63 TL olarak tespitinin uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/965 Esas, 2021/125 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği, ancak; 2942 sayılı Kanun'un 10 ncu maddesi uyarınca açılan bedel tespit ve tescil davasında aynı Kanun'un 15/son maddesine göre değerlendirmenin dava tarihi esas alınarak yapılması gerektiği, belirtilen nedenle; dava konusu taşınmaza ve üzerindeki ağaçlara dava tarihi olan 2019 yılı İlçe Tarım Müdürlüğü verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden, 2017-2018 yılı resmî verileri esas alınarak değer biçen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekileri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; münavebe ürünlerinin hatalı belirlendiğini, bedelin hatalı hesaplandığını, taşınmazın nitelikleri göz önüne alındığında kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin çok düşük olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerinden birinin verilmesi halinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Taşınmazın bulunduğu yer İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinde belirtilen masraflar esas alınmış olup verilerin ekonomik tarıma uygunluğu denetlenmiştir.

4. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

6. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

7. Tespit edilen bedelin kıymet takdirinde belirlenen kısmının ilk kararı ile derhal ödenmesine karar verildiğinden bu bedele ilk karar tarihine kadar, bu bedelin mahsubu ile oluşan fark bedele son karar tarihi olan 20.12.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 3 numaralı bendinin tümü ile hükümden çıkarılmasına, yerine ''kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 455.737,84 TL bedelden kıymet takdir raporunda belirlenen 97.393,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 358.344,84 TL'nin biriken nemaları ile birlikte mükerrer ödemeye mahal vermeyecek şekilde davalı tarafa hisseleri oranında derhal ödenmesine '' cümlesinin yazılması,

a) İlk Derece Mahkemesi kararının 4 numaralı bendinin tümü ile hükümden çıkarılmasına, yerine ' ilk karar ile derhal ödenmesine karar verilen 97.393,00 TL'ye 11.05.2019 tarihinde ilk karar tarihi olan 11.03.2020 tarihine, fark bedel olan 358.344,84 TL bedele ise 11.05.2019 tarihinden son karar tarihi olan 20.12.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine'' cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.