Logo

5. Hukuk Dairesi2023/62 E. 2023/7091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve tapu kaydının iptali davasında, tazminat miktarı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın talebini ıslah yoluyla belirli hale getirdiği ve hükmedilen tazminat miktarının ıslah edilen miktardan az olması nedeniyle, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin kabul-ret oranına göre paylaştırılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1065 Esas, 2021/1188 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/17 Esas, 2021/220 Karar

Taraflar arasında görülen 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun 1007 nci maddesi uyarınca uğranılan zararın tazmini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Kocaali ilçesi, Kocaali Mahallesi 4809 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması sebebiyle uğradığı zararının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalıdan işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyıya terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tapu iptal ve tescil talepli dava açamayacağını, idari yargının görevli olduğunu, parselin tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığını, sorumluluk halinin kabulü durumunda tazminatın zararın doğduğu tarih itibarıyla hesaplanması gerektiğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle arsa olarak nitelendirmesinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın tapusu iptal edilmediği için zararın doğmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapu sicilinden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırma tablosunun keyfi bir şekilde düzenlendiğini, ilçe merkezi ile resmi kurumlara yakınlık ölçütünün aslında aynı olmasına rağmen iki ayrı ölçüt olarak kullanılmasının doğru olmadığını, sundukları emsalin kullanılmamasına itiraz ettiklerini, davacı tarafça yatırılan harcın faizsiz olarak iade edilmesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, dava kısmen reddedildiğinden davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden davacı olamayacağını, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na göre kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve terkin isteme yetkisinin Hazineye ait olduğunu, idarenin işlem yapmamasına karşı başvurulması gereken yargı yolunun idari yargı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının fonksiyon gaspı niteliğinde olduğunu, tapu henüz iptal edilmediği için zararın doğmadığını, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kumsal niteliğindeki taşınmazın arsa olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, uygun emsalin incelenmediğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ve olumsuz etkilerinin değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırması yolu ile değerinin tespit edilmesinin, tapu kaydı henüz iptal edilmediğinden değerlendirme tarihi olarak dava tarihinin kabul edilmesinin doğru olduğunu, ancak davacı tarafın tamamlama harcı yatırarak talep sonucunu belirli hale getirdiği ve mahkemece hükmedilen tazminat tutarının anılan miktardan daha az olduğu gözetildiğinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve yargılama giderlerinin de haklılık oranına göre taraflara paylaştırılmasının doğru olduğu belirtilerek istinaf itirazlarının eastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü ititrazlarını tekrar ederek ayrıca istinaf kararı ile aleyhe vekâlet ücreti, yargılama gideri ve harç yükletilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’nun “Sorumluluk” karar başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu taşınmazın 08.08.1969 tarihinde tapulama yoluyla şerhsiz olarak davacı adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisinde kaldığı, eldeki davanın 05.03.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3.Tazminata konu arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Davacı tarafın talebini 215.343,00 TL olarak belirlediği ve bu bedel üzerinden harç yatırdığı, bu bedel üzerinden kısmen kabul kısmen ret kararı verildiği gözetildiğinde davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre taraflar arasında bölüştürülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARARAçıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin (5) numaralı bendinde "giderinin" kelimesinden sonra gelmek üzere " kabul ve ret oranına göre 1700,00 TL'sinin" ibaresinin yazılmasına ve hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davalı Hazine vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 13.356,71 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.