Logo

5. Hukuk Dairesi2023/632 E. 2023/7990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırmadan arta kalan kısmın akıbeti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin bozmaya uygun kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunun oluştuğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/389 Esas, 2021/905 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada 124 parsel ve 259 ada 110 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiğini, aksi yönde kanaat oluştuğu takdirde Karacabey ve Nilüfer İlçe Tarım Müdürlüğünün gerçeği yansıtmayan resmi verilerinin esas alınmamasını, münavebe planının bir yılda iki ürün elde edileceği düşünülerek oluşturulmasını, kapitalizasyon faizinin %4 oranında alınmasını, taşınmazın konumu itibarıyla objektif değer artışı uygulanmasını, kamulaştırmadan arta kalan kısımda oluşan değer azalışının yüksek oranda alınmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.07.2018 tarihli ve 2017/183 Esas, 2018/737 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 31.07.2018 tarihli ve 2017/183 Esas, 2018/737 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2018/3578 Esas, 2019/2906 Karar sayılı kararı ile arazi niteliğinde olan dava konusu taşınmazların değeri konusunda 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin (f) bendinden belirtilen gelir metoduna göre değerlendirme yapıldığı, taşınmazların kuru arazi vasfında olduğu iddia edilmiş ise de hem acele kamulaştırma dosyasındaki bilirkişi heyeti, hem de esas dosyadaki heyet tarafından taşınmazın dereden ve DSİ Genel Müdürlüğüne ait sulama tesisinden sulandığının tespit edildiği, keşfe katılan mahalle muhtarının da taşınmazın sulu arazi olduğunu belirttiği, rapordaki bu açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmenin isabetli olduğu, son dönemdeki uygulamalara göre sulu arazide kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında uygulandığı, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceğine ilişkin kuralın uygulanmaması gerektiği öne sürülmüşse de İlçe Tarım Müdürlüğü verilerinin incelenmesinde üretim masraflarının brüt gelirin %52 ila %74'ü oranında olduğu, bu masraflarla ekonomik tarım yapılması mümkün olmadığından bilirkişi heyetinin hesaplama yönteminin isabetli olduğu, ayrıca taşınmazların konumu itibarıyla uygulanan objektif değer artış oranının makul olduğu ve kamulaştırmadan arta kalan kısım için uygulanan değer azalış oranı taşınmazların yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım amacı gözetildiğinde uygun görüldüğü gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.06.2021 tarihli ve 2020/5154 Esas, 2021/8248 Karar sayılı kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu 259 ada 110 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasından arta kalan 1.416,32 m² ve 2.237,69 m²lik alanları ile ... ada 124 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasından arta kalan 2.546,24 m²lik kısımlarının yüzölçümü, geometrik durumu, bilirkişi raporundaki özelikleri dikkate alındığında, bu kısımlarda %50 oranında değer azalışı oluşacağı gözetilmeden, yazılı şekilde az bedele hükmedilmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alınmaksızın davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli, 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı iptal kararı nazara alınarak hüküm kurulması gerektiği gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazların yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmadan arta kalan kısımların bedeline hükmedildiği halde, bu kısımların müvekkili idare adına tesciline hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, su kaynağı ve yeterliliğinin yeterli şekilde raporda açıklanmadığını, kapitalizasyon faiz oranının yüksek uygulandığını, kapitalizasyon faiz oranının tespitinde dikkate alınan unsurların mükerrerlik oluşturacak şekilde objektif değer artış oranının tayininde de esas alındığını, Yargıtay tarafından İzmir-Kemalpaşa dosyalarında üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceği kuralının uygulandığını, ancak bu durumun o bölgede yaşanan soğuk zararı sebebine dayalı olağandışı bir gerekçeye dayandığını, olağandışı bir durum söz konusu olmayan Karacabey ilçesinde üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceği kuralının uygulanmaması gerektiğini, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların konumları itibarıyla arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiğini, arsa olarak kabul edilmediği takdirde kapitalizasyon faiz oranının %3, objektif değer artışı oranının %500 olarak uygulanması gerektiğini, taşınmazların 2019 yılında 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içine alındığını, bu hususun da dikkate alınması gerektiğini, bölgedeki özel sektör kamulaştırmaları sebebiyle Nilüfer ve Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verilerinin kasıtlı olarak düşük tutulduğunu, münavebe cetvelindeki ürünlerin verim ve fiyat verisi ortalamalarının yanlış hesaplandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.