Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6353 E. 2024/202 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki yüzölçüm düzeltmesi sebebiyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davacılar tarafından yatırılan ıslah harcının iadesi gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki düzeltme nedeniyle oluşan zararın tazminine hükmedilmiş olup, davacılar tarafından yatırılan ıslah harcının iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/500 Esas, 2023/8 Karar (Birleştirilen Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/290 Esas, 2015/265 Karar sayılı dosyası)

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince yüzölçümünde yapılan düzeltme nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen dosya davacıları dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Mamak ilçesi, ... Mahallesi 143 parsel sayılı taşınmazın muris Mehmet Hikmet Ayberk'in vefatı ile müvekkili ...'e 2/4 hisse, kızı olan Betül Ayberk'e 1/4 hisse, diğer kızı olan ...'na 1/4 hisse olarak intikal ettiğini, tapuda taşınmazın miktarının 11.900,00 m² olarak belirtildiğini, müvekkili Hakan’ın 13.06.2000 tarihinde diğer mirasçı kardeşi ... 1/4 hissesini satın alarak hisse miktarını ¾' e yükselttiğini ve 31.12.2013 tarihinde ... sattığını, anılan hissenin 24.03.2006 tarihinde davalı ... tarafından satın alındığını, Mamak Tapu Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılmış olan hata nedeniyle 11.900,00 m² olan taşınmazın yüzölçümünün 110.900,00 m² olması gerektiğinin tespit edilmesi üzerine 06.03.2009 tarihinde yüzölçümünün düzeltildiğini, düzeltme nedeniyle artan 99.000,00 m²nin ...'e 2/4 hissesi oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve imar görmüş bulunan 143 parseldeki düzeltme sonunda müvekkilinin mahrum kaldığı 49.500,00 m²lik yerin imar parseline dönmemiş olması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararının da tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan tazminat davasında zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacı tarafından söz konusu taşınmazın satıldığını ve düzeltme tarihinde taşınmaza ...'in sahip olduğu iddia edildiğinden husumetin sadece ...'e yöneltilmesi gerektiğini, davanın husumetten reddine karar verilmesini, müvekkili idarece mevcut yasal düzenlemelere uygun olarak işlem yapıldığını, davacı ...'in bu dava neticesinde Hazineden zararının tazminini isteyemeyeceğini, idare tarafından yapılan işlemlerin kanuna uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2017 tarihli ve 2015/60 Esas, 2017/72 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile belirlenen tazminat bedelinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2018 tarihli ve 2017/2893 Esas, 2018/48 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olduğu halde hükme esas bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmaksızın, piyasa araştırmasına göre soyut ifadelerle değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerekirken, 31.12.2003 tarihi esas alınarak değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması nedeniyle yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli ve 2021/500 Esas, 2023/8 Karar sayılı kararı ile davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Asıl ve birleştirilen davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma öncesi hükme esas rapor düzenlendiği tarih itibarıyla doğru olduğundan bu rapora itiraz etmediklerini, idare lehine kazanılmış hakkın söz konusu olmadığını, bozma sonrası yapılan ikinci ıslahın geçersiz sayılmasının hatalı olduğunu, ıslah harcının iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davanın husumetten reddi gerektiğini, tazminat şartlarının oluşmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.apu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 3402 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden; dava konusu Ankara ili, Mamak ilçesi ... Mahallesi 143 parsel sayılı taşınmazın 1951 yılında yapılan tapulama çalışmaları sonucunda muhtelif şahıslar adına tarla vasfıyla 11.900,00 m² yüzölçümlü olarak tapuya tescil edildiği, 11.06.1954 tarihli ve 3065 sayılı yevmiye ile yapılan harici taksim işlemi sonucu iktisap edilmek suretiyle kök muris Adviye Ayberk adına tapuya kayıt edildiği ve ölümünü mütakip 12.06.1990 tarihli ve 3055 yevmiye sayılı intikal işlemi sonucu Şahende Ayberk, Fikret Ayberk ve Mehmet Hikmet Ayberk adlarına tescil gördüğü,vasiyetin infazı-tevhid işlemi sonucu iktisap edilmek suretiyle davacılar murisi Mehmet Hikmet Ayberk adına parselin tamamının tescil edildiği, murisin ölümü üzerine de 1998 tarihinde yasal mirasçıları olarak 2/4 hissesinin ..., 1/4'er hissesinin Betül Ayberk ve Ayda Arslanoğlu adına tapuya tescil edildiği, birleştirilen dosya davacısı Betül Ayberk'in 1/4 hissesini (2.975 m²) 13.06.2000 tarihli ve 4520 yevmiye sayılı işlem ile asıl dosya davacısı ...'e sattığı, ...'in toplam hissesinin 3/4 (8.925 m²) oranına ulaştığı, 31.12.2003 tarihli ve 11734 yevmiye nosu ile hissesini dava dışı Okay Güler'e , bu şahsın da 23.03.2005 tarihli ve 3310 sayılı yevmiye ile hissesini dava dışı Eşref Tunçal'a, onun da 24.03.2006 tarihli ve 5095 yevmiye ile davalı ...'e sattığı, ...'in hissedar olduktan sonra Mamak Kadastro Müdürlüğüne müracaat ederek “3402 sayılı Kadastro Kanunu 41 inci maddesine göre düzeltmeye tabidir” şerhi işlenmesini talep ettiği, 05.12.2008 tarihli teknik hatalar düzeltme raporuna istinaden 06.03.2009 tarihli ve 4246 sayılı yevmiye ile parselin miktarının 110.900,00 m² olarak düzeltildiği ve parselin yüzölçümünde 99.000,00 m²lik bir artışın sağlandığı, bu düzeltmenin 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi ve bu madde kapsamında çıkartılan yönetmeliğin 10 uncu maddesine göre yapıldığı, tapu kütüğüne tescilini müteakip muhtelif oranlardaki hisselerin ... tarafından muhtelif şahıslara satıldığı, 143 nolu parselin 100.616,00 m²lik kısmının 2014 yılında imar uygulaması kapsamına alınarak 40.146,31 m²lik kısmının düzenleme ortaklık payı olarak kesilmesini müteakip 60.469,69 m²lik kısmının muhtelif imar parsellerinde şuyulandırıldığı, imar dışı kalan 10.284,00 m²lik kısmının dava dışı muhtelif şahıslar adına tapuda kayıtlı olduğu, 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereğince yüzölçümünün 110.900,00 m² olarak düzeltilmesine karar verilerek 06.03.2009 tarihli işlemle tapuya işlendiği ve eldeki asıl davanın 03.02.2015 tarihinde ve birleştirilen davanın 12.06.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.

5. Buna karşın; davacı tarafça 23.12.2022 tarihinde yatırılan 198.790,63 TL harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına “Davacı tarafça 23.12.2022 tarihinde yatırılan 198.790,63 TL harcın davacıya iadesine,” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.