"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1707 Esas, 2023/388 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/33 Esas, 2021/432 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ..., davalı Milli Savunma Bakanlığı ve davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü yönünden davanın hak düşürücü süreden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılardan ..., Milli Savunma Bakanlığı, TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ..., davalı Milli Savunma Bakanlığı, davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.01.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ..., aleyhine temyiz olunan davalı Hazine vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... gelmişler, diğer davalı idareler vekilleri duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, ... Mahallesi, 267 parsel sayılı taşınmaza davalı idarelerce usulüne uygun kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin evveliyatında İmar İskan Bakanlığının 07.10.1983 tasdik tarihli nazım imar planında, askeri alanda kaldığından kamulaştırma işlemine başlanıldığını, kıymet takdir komisyonunca kıymet takdir raporunda taşınmazın m² birim fiyatının 400,00 TL olarak belirlendiğini, belirlenen kamulaştırma bedelinin malikler adına 28.12.1983 tarihinde Ziraat Bankası ... şubesine yatırılarak kamulaştırma işleminin tamamlandığını, kamulaştırma işlemine ilişkin noter tebligatının davacının kardeşi ... tarafından 15.06.1984 tarihinde tebliğ alındığını, davacı ...'ın 16.09.1986 tarihli dilekçesi ile de bedel artırım davasını açmayacağını beyan ederek kıymet takdir raporunda belirlenen bedeli kabul ettiğini, müvekkili kurumun ... İnşaat Emlak Başkanlığına 16.09.1985 tarihli yazısı ile ...'a ait hissenin Hazine adına tescil ettirilmesinin Milli Emlak Müdürlüğünden istendiğini, davacının tapuda ferağ vermemesi nedeniyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 17 nci maddesi gereğince açılan hükmen tescil davasının ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/143 Esas, 1988/50 Karar sayılı ilamı ile hissesinin Hazine adına tesciline karar verildiğini ve ...’ın hissesinin 29.05.1992 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, davacının, taşınmaza kamulaştırma işlemi yapılmadan el konulduğu iddiasının doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle esasına girilmeden süre, görev, yetki gibi ön koşullar yönünden incelenmesini, eksiklik olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden de dava konusu parselin Maliye Hazinesine ait olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın işbu davayı açma hakkının bulunmadığını, davanın, husumet yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerinden müvekkili kuruma ait 380 kV İkitelli Ümraniye enerji nakil hattı geçtiğini, müvekkili tarafından yörenin gelişen enerji ihtiyacının sürekli bir biçimde karşılanmasının temini için yapılan ve davaya konu kamulaştırmalarda yasal ve teknik prosedürün Enerji Kuvvetli Akım Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde uygulanmakta olduğunu, taşınmazlar üzerinde tesis edilen enerji nakil hattının güzergahtan teknik imkanlar zorlanarak taşınmazları en az etkileyecek konumlardan geçirildiğini, müvekkili kurumun elektriğin iletilmesi gibi önemli bir kamu hizmetini ifa ettiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin pasif husumet sıfatı olmadığını, bu sebeple davanın husumet sebebi ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın cepheli olduğu yolun UKOME kararına göre ana arter listesinde bulunmadığını, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 2942 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat gereğince idareye karşı açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında sorumluluk alanlarının UKOME’nin ana arter listesine göre belirlendiğini, dava konusu taşınmazın 17.12.2009 tarihli ve 2009/8-1 sayılı UKOME kararı gereği ana arter listesinde yer alan yollardan olmadığını ileri sürerek müvekkili idare aleyhine açılan davanın parselin bulunduğu yolun sorumluluk ağına dahil olmaması sebebiyle husumet yokluğundan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ..., davalı Milli Savunma Bakanlığı,davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalılar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz idarece usulüne uygun bir şekilde kamulaştırılmış olduğundan kamulaştırmasız el atma nedeni ile dava açılamayacağını, kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiğini ve kamulaştırma belgelerinin davacının kardeşine tebliğ edildiğini, kamulaştırmadan haberdar olan davacının kamulaştırma bedelini artırım davası açmadığını, davacının 16 Eylül 1986 tarihinde düzenlenen ferağ takriri belgesinde ıslak imzası bulunduğunu, idarenin kamulaştırma işlemlerini tamamladığını, tespit edilen m² bedelin fahiş bulunduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesi adına tescilli olduğundan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacının 16 Eylül 1986 tarihli dilekçesi uyarınca kamulaştırmadan haberdar olduğunu ve bu nedenle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddinin icap ettiğini, hayatın olağan akışına göre tebligatı alan kardeşinin davacıyı haberdar ettiğinin kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
3. Davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu davada dava konusu borcun muhatabının müvekkil kurum olmadığı gibi kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını ve usulüne uygun irtifak hakkı söz konusu olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan bedel hesaplamasının fahiş bulunduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanıklardan davacının eşi ... duruşmadaki beyanında "...benim bildiğim kadarıyla postacı eve tebligat kağıtlarını getirmiş, kaynım ...'e vermiş o da eşim Mesut'a bu evrakları vermiş, ... o sıra bizim evde bulunmuş, ... her zaman bizim evde bulunmazdı, köye gider gelirdi, ... evlenene kadar bizim evde kaldı, İstanbul'da oturduğu başka bir ev yoktu, eşimin bana dediğine göre ... o zamanlar bir kağıt imzalamış, kağıdı kimin getirdiğini bilmiyorum, eşimin okuma yazması vardır, gelen kağıtların istimlak ile alakalı olduğunu biliyorlardı, devlet burayı aldı, bize para vermez, bu işten bir şey çıkmaz deyip önemsememişler..." şeklinde beyanı ve davacı 16 Eylül 1986 tarihinde Selimiye 1. ... Emlak Başkanlığına hitaben yazdığı dilekçede, taşınmazın kamulaştırılmasından haberdar olduğunu, kıymet takdiri bedeli üzerinden ferağ takriri vermeyi kabul ettiğini, bedel artırım davası açmayacağını ve kamulaştırma bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiği dilekçe nazara alındığında kamulaştırma tebligatının davacı tarafından öğrenildiği, hatta kamulaştırma belgelerinin davacıya verildiği de anlaşıldığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 32 nci maddesine göre tebligat geçerli hâle geldiği, 2942 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi gereğince mal sahibi açısından hakların kullanılmasının kamulaştırma işleminin tebliği ile başladığı gözetildiğinde davalı ... dışındaki diğer davalılar yönünden ise 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belirtilen otuz günlük hak düşürücü içinde dava açılmamış olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davalı idareler vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... yönünden husumetten, diğer davalılar yönünden ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma evraklarının davacının kardeşi ...a tebliğ edildiği tarihte, ...ın evli olduğu nüfus kayıtlarından anlaşıldığı gibi tanık beyanları ile evli olduğu zaman davacı ile birlikte ikamet etmediği de doğrulandığından ve ismi Cemalettin olmasına rağmen tebligatta ... olarak yazılı olduğundan 2942 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesine göre usulüne uygun yapılmış bir tebligat olmadığından davanın esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi.
5. 7201 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi şöyledir;
"Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur."
6. Mülga Tebligat Tüzüğü 51 nci maddesi şöyledir; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteberdir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış addedilir. Muhatap her ne suretle olursa olsun tebliğ evrakını ve davetiyeyi alır veyahut bunların münderacatını öğrenirse muttali olmuş sayılır."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının da hissesinin bulunduğu davaya konu taşınmazın askeri maksatla kullanılmak üzere davalı idarelerden Milli Savunma Bakanlığı tarafından 1983 yılında kamulaştırılmasına karar verildiği, davacıya kamulaştırma belgelerinin 06.06.1984 tarihli ve 31572 yevmiye sayılı noterlik belgesi ile tebliğe çıkarıldığı ve "Atışalanı köyü, İnönü Mahallesi 1. Sk. No:3 .../İSTANBUL" adresinde "Birlikte sakin kardeşi ...'a" tebliğ edildiği, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince 04.02.1988 tarihli ve 1987/143 Esas, 1988/50 Karar sayılı kararla davalı payının Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
3. Her ne kadar dosya içindeki bilgi ve belgelerden; kamulaştırma tebligatının yapıldığı tarihte kardeşi ...ın (tebligatta ... olarak yazılı olduğu) evli olduğu, başka yerde ikamet ettiği anlaşılmış ise de duruşmada dinlenen davacının eşinin beyanı ile tebligattan haberi olduğu ve davacının 16 Eylül 1986 tarihinde Selimiye 1. Ordu İnşaat Emlak Başkanlığına hitaben yazdığı dilekçede, taşınmazın kamulaştırılmasından haberdar olduğunu, kıymet takdiri bedeli üzerinden ferağ takriri vermeyi kabul ettiğini, bedel artırım davası açmayacağını ve kamulaştırma bedelinin kendisine ödenmesi talepli dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde 7201 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi gereği davacının kamulaştırmadan haberdar olduğu anlaşıldığından 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi gereği davalı Milli Savunma Bakanlığı hakkında davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın davalı Milli Savunma Bakanlığının kamulaştırma kararı nedeniyle tamamının 2942 sayılı Kanun'un mülga 16 ncı maddesi gereği Hazine adına tesciline karar verildiğinden, iş bu davada pasif husumet ehliyetinin davalı Mili Savunma Bakanlığına ait olduğu, diğer davalı idareler yönünden davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi gerektiği halde sonucu itibarıyla davanın reddine karar verildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine ve ... kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazine ile Karayolları Genel Müdürlüğüne ödenmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.