"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2284 Esas, 2022/1504 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/474 Esas, 2021/308 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının tapu kayıtlarına güvenerek Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, ... Mahallesi, 237 parsel (yenileme sonrası 880 ada 3 parsel) sayılı taşınmazı satın aldığını, taşınmazın yüzölçümünün Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu neticesinde azaldığını belirterek düzeltme işlemi ile oluşan eksikliğin tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; kadastro tespitine karşı herhangi bir dava açılmadığını, hukuki yollar tüketilmeden iş bu davanın açılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın imar parseli olmasına rağmen ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, emsalin uygun olmadığını, bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.
2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadastro tespitine karşı herhangi bir dava açılmadığını, hukuki yollar tüketilmeden iş bu davanın açıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin şartlarının oluşmadığını, Hazinenin sorumlu olmadığını, bedelin fahiş olduğunu, faiz hükmünün hatalı kurulduğunu, ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kadastro Mahkemesince dava konusu taşınmazdaki küçülmenin ilk tesis kadastrosu sırasında yapılan ölçüm tekniği ile alan hesap hatasında kaynaklandığının ve çapta herhangi bir değişiklik olmadığının belirlenmesine, zararın başka türlü giderilme imkanının bulunmadığı ve yenilemenin kesinleştiği tarih itibari ile davacının zararının karşılanması gerektiğinin anlaşılmasına, yenilmenin kesinleştiği tarih itibari ile taşınmazın belirlenen arsa niteliği ve emsal satış yöntemiyle gerçek değerinin tespit edilmesine göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konusu Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, Kızılpınar Mahallesi, 237 parsel (yenileme sonrası 880 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendine göre uygulama yapıldığı, uygulama kesinleştikten sonra yüz ölçümünde azalma olduğu, ancak parsellerin mevcut sınırlarında bir değişiklik olmadığı oluşan farklılığın tesis kadastrosu yapılırken kullanılan ölçü ve hesap tekniğinden kaynaklandığı fen bilirkişi raporu ile anlaşılmış, dava konusu taşınmaz 2.128,00 m² iken yapılan yenileme çalışmaları sonucunda 1.223,36 m² alanlı taşınmaz olduğu, davacı tarafından taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi ile eldeki davanın 03.07.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Kadastro Müdürlüğünce yapılan yenileme kadastrosu nedeniyle yüzölçümü azalan arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere göre; dava konusu ve somut emsal alınan taşınmazın imar parseli oldukları anlaşılmakla, bilirkişi kurulunca taşınmazın metrekaresi için tespit edilen bedelden düzenleme ortaklık payı düşülmemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak eksik bedel tespiti kararın bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1.Davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüne,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.