"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2234 Esas, 2023/193 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/234 Esas, 2022/179 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 306 parsel sayılı taşınmazın 5.287,38 m2lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle bankaya depo edilen fark bedele 08.07.2019 tarihinden karar tarihi olan 31.03.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmadan arta kalan kısımda %50 gibi fahiş bir oranda değer azalışı olacağına dair değerlendirmenin hatalı olduğunu, taşınmazın değerinin hatalı hesaplandığını, %4 olarak uygulanan kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı uygulamasının yerinde olmadığını, net gelir metoduna göre hesaplama yapılırken masrafın, brüt gelirin 1/3'ü oranında alınmış olmasının doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; objektif değer artışı oranının hakkaniyete aykırı olarak belirlenmesi nedeniyle kamulaştırma bedelinin düşük hesaplandığını, kamulaştırmadan arta kalan kısım için %50 oranında uygulanan değer azalışının doğru olmadığını, arta kalan kısımın daha fazla değer kaybettiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazları karşılanmadan karar verildiğini, eksik araştırma ile hüküm tesis edildiğini, acele el koyma dosyasında alınan rapor ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemeyeceğini, hesaplama yapılırken üzüm veriminin düşük alındığını, yargılamanın geldiği aşama gözetildiğinde tespit edilen kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybettiğini, yüksek enflasyon karşısında %9 faizin değer kaybını önlemeye yetmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kamulaştırmaya konu taşınmazın kapama üzüm bağı niteliğinde olduğu, sulu tarım arazisi niteliğindeki davaya konu taşınmaza % 4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanması ve konumu, yüzölçümü, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri, gelişmişlik durumu dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmesi, kullanım amacı, yüz ölçümü ve geometrik şekli dikkate alınarak kamulaştırmadan arta kalan kısım için değer azalışı olacağının değerlendirilmesi suretiyle hesap yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının yerinde olduğu, fakat hesaplama yapılırken münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak şekilde yüksek alınması doğru olmadığı gibi brüt gelirin 1/3'ü oranından da az olmaması gerektiği, bununla birlikte münavebeye esas alınan üzüm ürünü için İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün maliyet cetvelinde belirlenen üretim masrafının ekonomik tarım yapılmasını engeller seviyede olmadığı, bu durumda aynen alınması gerektiği, 2019 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün maliyet cetveli esas alınarak yeniden hesaplama yapıldığında, toplam kamulaştırma bedelinin 418.322,87 TL olarak tespit edildiği, bu durumda fazladan depo edilen 40.044,43 TL bedelin davacı idareye iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın net gelirine göre hesaplama yapılırken verim miktarının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alındığını, %50 oranında uygulanan objektif değer artışının yüksek olduğunu, uygulanan kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, kamulaştırma dışı kalan alanın değer kaybına uğradığından söz edilemeyeceğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçelerinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca üretim giderlerinin resmi verilere aykırı olacak şekilde farazi olarak artırılmış olmasının doğru olmadığını, istinaf incelemesi yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama üzüm bağı niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüş; kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
4. ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün değerlendirme tarihindeki veri cetveli esas alınarak verim ve masraflar yönünden yapılan hesaplama hukuka uygun görülmüştür.
5. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
6. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair bizim de iştirak ettiğimiz kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, “Değerlendirme” bölümünün 5 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 28.11.2023