"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1643 Esas, 2022/1769 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/130 Esas, 2022/120 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, Hendek ilçesi, ... Mahallesi ... ada 4 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın özellikleri göz önüne alındığında arsa vasfında olduğu dikkate alınarak bedelinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline ve tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedelin 06.05.2018 tarihinden itibaren depo kararı gereğince vadeli hesapta işleyen faiz yönünden ve önceki kararda ödenen kamulaştırma bedeli yönünden mükerrer olmamak kaydı ile gerekçeli karar tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için tespit edilen bedel ile kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen bedel arasında fahiş fark olduğunu, emsal değerlendirmesinin hatalı olduğunu, enerji nakil hattının yüksekliğinin taşınmazın amacına uygun kullanılmasında herhangi bir kısıtlama ve sınırlama getirmediğini, raporun hükme elverişli olmadığını ileri sürmüştür.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa olarak kabulü ile emsal olarak incelenen taşınmaz yönünden bir itirazları bulunmadığını, ancak dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırılmasında esas alınan oranlamanın gerçeği yansıtmadığını ve belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek İlk Drece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının ve pilon yeri bedelinin tespit edilmesinde, tespit edilen bedelden acele el koyma dosyasında depo edilerek ödenen bedelin mahsubundan sonra kalan bedelin davalı tarafa derhal ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Dava konusu taşınmaza değer biçilirken öncelikle arsa mı arazi mi olduğunun belirlenmesi gerekir. Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın niteliği net olarak belirlenmeden m² birim fiyatı soyut ifadelerle tespit edildiğinden hazırlanan rapor inandırıcı bulunmamıştır.
4.Bu durumda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususlarının ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra;
a)Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması,
b) Dava konusu taşınmazın arazi olduğunun anlaşılması halinde ise yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra, bulunan bedele varsa taşınmazın değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenerek sonuca göre hüküm kurulması, gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
5. Kabule göre de; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak değerlendirilen ... Mahallesi, ... ada 149 parsel sayılı 128,76 m² yüzölçümlü taşınmaz, dava konusu 12.764,29 m² yüzölçümlü taşınmazdan farklı yüzölçümü, yer ve özellikte olup, dava konusu taşınmaz ve emsalin Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Taktir Komisyonunca resen belirlenen emlak vergi değerleri arasında da önemli oranda faklılık söz konusu olduğundan emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi 05.01.2018 olup, bilirkişi kurulu raporunda emsal kabul edilen taşınmazın değerlendirmeye esas alınan satış tarihinin ise 01.09.2008 olması nedeniyle eski tarihli bu satışı emsal olarak değerlendiren ve dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla kadastral parsel ve emsal olarak alınan taşınmaz ise satış tarihi itibarıyla imar parseli olup dava konusu taşınmazın ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması hâlinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranı ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak alınacak cevaba göre dava konusu taşınmazın tespit edilen m² birim bedelinden düzenleme ortaklık payı düşülmesi suretiyle dava konusu taşınmaza değer biçilmesi gerekirken gerekçesi açıklanmadan emsal taşınmazın da kadastral parsel olarak kabulü ile düzenleme ortaklık payı kesilmeden hesap yapan bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
6.İlk kararla hükmedilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedel 7.431,37 TL'ye 06.05.2018 tarihinden ilk karar tarihi olan 26.06.2018 tarihine kadar, bakiye 88.624,77 TL'ye ise 06.05.2018 tarihinden son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.