Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6597 E. 2024/537 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacının taşınmazına fiili el atma olmaksızın, imar planı değişikliği ile resmi kurum alanına alması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olup olmadığı ve davacının taşınmaz bedeli talep edip edemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında resmi kurum alanına alınması ve uzun yıllar bu durumun devam etmesi nedeniyle mülkiyet hakkının özüne dokunulduğu, davalı idarenin de bu konuda herhangi bir işlem yapmaması nedeniyle kamulaştırmasız el atma gerçekleştiği gözetilerek, davanın husumetten reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/3454 Esas, 2022/338 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/1120 Esas, 2019/485 Karar

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın yargı yolundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi ile kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın husumetten karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.04.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü taraf vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, ... Mahallesi 6497 ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle el atıldığını, dava konusu yerin imar planında resmi kurum alanında kaldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eylemli el atmaları olmadığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazın imarda resmi kurum alanında olduğundan kısıtlı parsel olduğunu ve yapılaşma olamayacağından bunun değerini azaltıcı bir unsur olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın tapuda arsa olarak kayıtlı olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "Resmi Kurum Alanında" kaldığı ancak yapılan keşif sonucunda dava konusu taşınmaza toprak yol yapmak suretiyle el atıldığı ancak toprak yolun davalı idare tarafından yapıldığı hususunun ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın husumetten reddinin gerektiği belirtilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; fen bilirkişi raporu ile davalı idarenin el attığının tespit edildiğini, Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin daha önce benzer bir durumda verdiği kendi kararı ile çeliştiğini, Nilüfer Belediyesinin taşınmazda payaş olduğunu, dava konusu taşınmazın imarda resmi kurum alanında olduğunu, fiili el atma olgusunun gerçekleştiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un Ek Madde-1 inci maddesi: “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.:2016/181 K.:2018/111 sayılı Kararı ile) (Ek cümle: 16.11.2022-7421/3 md.) Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür."

5. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10 ve 18 inci maddeleri

6. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının 5 inci bendinin alt (h) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazda davacının ve davalının tapuya 19.03.2015 tarihinde tescil edilen imar uygulaması sonucu paydaş olarak gözüktükleri, dava konusu taşınmaza dava dışı üçüncü kişi tarafından fiilen el atılan kısımdan davalının sorumluluğu bulunmasa da, dava konusu taşınmazın ilk olarak 1996 yılında onaylanan uygulama imar planı kapsamına" resmi kurum alanı" olarak alındığı, daha sonra 17.01.2008 tarihinde onaylanan revizyon imar planında da lejantında bir değişişklik yapılmayarak "resmi kurum alanı" olarak ayrıldığı, Byükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan 1/5000 ölçekli ilk planda ise teknik alt yapı alanında kalmakta iken 21.11.2013 tarihinde alınan Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile nazım imar planında "yönetim merkezleri alanı" olarak belirlendiği, taşınmazın mevzut halinde yapı yasaklı bölgede bulunduğu, taşınmazı çevreleyen parselinde kamuya tahsisli olduğu anlaşılmıştır.

3. Mekansal Planlama Yönetmeliği'nin yukarıda zikredilen maddesinde imar planlarında resmi kurum alanı olarak ayrılan bölümlerden ihtiyaç halinde faydalanacak idareler arasında belediyelerin de sayıldığı, dava konusu taşınmazdan kamu hizmeti amaçlı başkaca bir idareye tahsis yapıldığına dair davalı idarece bir delil de sunulmadığı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662 Esas, 2010/651 Karar sayılı kararları da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece pasif ve suskun kalınmak, işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiğinin; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğunun, haliyle kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

4. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.

5. Bu itibarla dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olduğu değerlendirilerek işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARARAçıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.