"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/111 Esas, 2023/976 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/530 Esas, 2021/460 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl dava ile 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların tapudan yol olarak terkini istemine ilişkin karşı davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı-karşı davacı idare yönünden esastan reddine, davacı-karşı davalı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi 124729 ada 5 ve 124723 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara fiilen el atıldığından taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi 124729 ada 10 (eski 5) ve 124723 ada 8 (eski 2) parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların kamulaştırma işlemlerine başlanmış olduğunu, el atma davasının değil, karşı dava olarak açılan bedel tespit tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise kabulü ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinlerine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin gerçek değerin çok altında kaldığını, masrafların ortalamanın üzerinde, verimlerin ise düşük alındığını, objektif değer artış oranının düşük belirlendiğini, kamulaştırmadan arta kalan 11 parselin tamamının kamulaştırılması gerektiğini, 9 parsele ise en az % 50 oranında değer düşüklüğü belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulunun verilere aykırı hareket ettiğini, münavebe deseninin doğru belirlenmediğini, kamulaştırmadan arta kalan taşınmazlara değer düşüklüğü verilmemesi gerekitğini, objektif değer artış oranı ile kapitalizasyon faiz oranının yüksek belirlendiğini, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşı dava olarak açılan bedel tespit tescil davası karara bağlandığından kamulaştırmasız el atma bedeline ilişkin asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması doğru olduğu gibi arazi niteliğindeki taşınmazlara net geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmediğini; ancak resmi tarım verileri ile Dairemiz ve Yargıtay denetiminden aynı bölgeden, aynı kamulaştırma kapsamında geçen dava dosyalarında aynı nitelikteki taşınmazlar yönünden 2020 değerlendirme tarihi itibarıyla buğday fiyatının 1,65TL, saman fiyatının 0,90 TL ve bostan fiyatının 1,50 TL, buğday giderinin 293,72 TL, bostan giderinin 686,05 TL alınmak suretiyle değer biçildiğinden dava konusu taşınmazlara da aynı değerlerin uygulanması, dava konusu taşınmazın Coğrafi Bilgi Sistemleri Parsel Sorgu Uygulamasından gözlenen konumu, bilirkişi raporunda yazılı özellikleri dikkate alındığında %100 oranında objektif değer artışı uygulanması suretiyle kamulaştırma bedelinin yeniden hesaplanması gerektiğinden duruşma açılmak suretiyle ek rapor alındığını, ek raporun açıklanan hususlarda doğru ise de dava konusu taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan ve ifrazen 124729 ada 11 parsel numarasını alan taşınmazda (2191, 82 m²lik bölümde) %100 değer azalışı, 124723 ada 9 parsel numarasını alan taşınmazda (3588, 19 m²lik bölümde) ise %50 oranında değer azalışı verilmesi gerektiği kabul edildiği halde bu hususlarda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadığı anlaşıldığından bilirkişi kurulunca düzenlenen ek rapordaki m² birim bedeli üzerinden söz konusu değer azalışları dikkate alınarak Dairemizce resen yapılan hesaplama sonucunda toplam kamulaştırma bedelinin 1.036.389,00TL olduğunun tespitine karar verildiğini, bu nedenlerle; davalı-karşı davacı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davacı–karşı davalı vekilinin istinaf itirazlarının açıklanan yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların tapudan yol olarak terkini istemli karşı davada, arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak; dava konusu taşınmazların konumu, yola ve yerleşim yerine mesafesi nazara alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen çıplak birim değerine %100 oranında objektif değer artışı uygulanmak ve kamulaştırmadan arta kalan 11 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü ve geometrik şekli gözetildiğinde değer azalışı oranının % 100, 9 parsel sayılı taşınmaz da ise değer azalışı oranının % 50 olduğunun kabul edilmesi suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davalı-karşı davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı-karşı davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı-karşı davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.