Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6614 E. 2024/114 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisil istemine ilişkin davada, mahkeme ve icra harçlarının maktu mu yoksa nispi mi olarak hesaplanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 7421 sayılı Kanun ile eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının, 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar için de harçların maktu olarak ödeneceğini öngörmesine rağmen, bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olması ve 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin harçların belirlenmesinde özel bir kanun hükmü bulunmaması nedeniyle, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının harca ilişkin bölümü düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1175 Esas, 2023/1107 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/559 Esas, 2022/133 Karar ( Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesnin 2022/123 Esas sayılı dosyası)

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzeni gereği kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; Ankara ili, Altındağ ilçesi, ... Mahallesi 602 ada 13 parsel sayılı taşınmaza yol geçirilmek suretiyle fiilen el atıldığından ecrimisil ile kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedellerinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza 1956 tarihinden önce el atıldığını, taşınmazın 24.06.1975 tarihli ve 521 sayılı karar ile onaylanan 67200 No.lu plan gereği 148,00 m²lik kısmının düzenleme ortaklık payı olarak ayrılarak, kalan kısmının 3 farklı parselde hisselendirildiğini, ancak yeni parsellerin tapuda tescilinin yapılmadığını ve dava konusu parselin tapuda yaşamaya devam ettiğini, kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceğini, taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve bedeline hükmedilen davacılar ve murislerine ait payların tapularının iptali ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, fili el atmanın söz konusu olmadığını, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, süre yönünden reddettiklerini, kamulaştırma çalışması ya da kamulaştırma kararlarının olmadığını, taşınmaz üzerindeki yolun 1956 öncesi hava fotosuna göre yol olduğunu, bedelin fahiş hesaplandığını, raporun denetime elverişli olmadığını, taşınmazın kadastro parseli olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın öncesinde de 592 m² yüzölçümlü iken 1975 onay tarihli 67200 No.lu parselasyon planı ile uygulamaya alınarak 148 m² düzenleme ortaklık payı kesilip 444 m²sinin ise imarın 2334 ada 7,8,9 parsellerine şuyulandırıldığı; ancak şuyulandırma cetveli gereği tescillerin yapılmadığı taşınmazın halen tapuda yaşadığı, Altındağ Belediye Meclisinin 02.11.2011 tarihli ve 1145 sayılı kararı ile kentsel sit alanında kalan dava konusu taşınmaz ve pek çok taşınmaz için kamulaştırma kararı alındığı, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/465 Esas sayılı dosyasında açılan taşınmaz bedelinin tespiti davasının dosyanın takip edilmemesi nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci madesinin beşinci fıkrası uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, taşınmazın 456 m²lik bölümünün 17 metre genişliğindeki Kestane Caddesi üzerinde kaldığı, fiilen yol ve kaldırım olarak kullanıldığı anlaşılmış olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilerek el atılan bölüm bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre 2942 sayılı Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin Mahkeme ve icra harçlarının davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirleneceği hüküm altına alındığını, söz konusu madde kamulaştırmaya yönelik genel bir düzenleme olup Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı ile hukuk dünyamıza giren kamulaştırmasız el atma davalarında da 2942 sayılı Kanun'u değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmış, bu davalar ilk kez 5999 sayılı Kanun'la eklenen geçici 6 ncı madde ile de kanun kapsamına alınmıştır. Geçici 6 ncı maddede 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalara yönelik bir düzenleme söz konusu olup daha sonra 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6 ncı maddenin yedinci fıkrası gereğince 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalara yönelik açılan kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davalarında maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, her ne kadar geçici 6 ncı madde sadece bu tarihler arasındaki fiili el atmaları düzenleyen tasfiye niteliğindeki bir madde ise de Anayasa Mahkemesinin ... ve diğerleri kararında da belirtildiği üzere 04.11.1983 tarihi sonrasında da idarelerce kamulaştırmasız el atma uygulaması devam etmekte olup bu tarihten sonra açılan davalar da 2942 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin aynı kararında başvuruya konu olayda taşınmaza 1983'den sonra el atılmış olsa da yargılama giderlerine hükmedilirken 2942 sayılı Kanun'un ilgili maddelerinin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş olup bu bağlamda fiili el atma tarihi aranmaksızın tüm kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davalarının 2942 sayılı Kanun kapsamında ele alınması gerektiğini, bununla birlikte, kanun koyucu tarafından 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin gerekçesinde 2942 sayılı Kanun uyarınca hükmedilen kamulaştırma bedelleri ve kamulaştırmasız el atma tazminatlarına ilişkin verilen kararların tümünün amaçlandığı açıkça belirtildiğini, kaldı ki kanun koyucu tarafından daha önce 09.11.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği yukarıda belirtildiği üzere 6487 sayılı Kanun değişikliği ile kabul edilmiş olup, bu kanun halen yürürlükte olduğundan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığı açık olduğu gibi kanunun genel gerekçesinde de herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın idare aleyhine açılan tüm kamulaştırmasız el atma nedenine dayanak olarak açılan davaları kapsadığınin belitildiğini, her ne kadar, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 15 ve 16 ncı maddelerine göre gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınarak harçlar belirlenir ise de aynı Kanun'un 125 inci maddesi gereğince 492 sayılı Kanun'un ilgili kısımlarında konulmuş hükümlerin aksine Özel Kanun bulunduğu takdirde Özel Kanun hükmünün uygulanacağı hüküm altına alınmış olup 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının harca ilişkin özel bir düzenleme olduğu da dikkate alındığında bu özel kanun hükmü öncelikle uygulanması gerektiğini, bu nedenle harca yönelik düzenleme usul hükümlerine ilişkin olduğundan derhal uygulanması gerektiği gibi kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek dava ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili asıl ve ek temyiz dilekçelerinde özetle; taşınmazın 24.06.1975 tarihli ve 521 sayılı karar ile onaylanan 67200 nolu plan gereği 148,00 m²lik kısmının düzenleme ortaklık payı olarak ayrılarak, kalan kısmının 3 farklı parselde hisselendirildiğini, ancak yeni parsellerin tapuda tescilinin yapılmadığını, bu nedenle tescili yapmayan Altındağ Tapu Müdürlüğünün ve kentsel sit alanı çalışmalarından Altındağ Belediyesinin sorumlu olduğunu ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve ecrimisil bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi ve Ek Madde 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru olduğu gibi uzun yıllardan beri kentsel sit alanında olan taşınmaza yol ve kaldırım yapılması suretiyle davalı idarece fiilen el altıldığının kabulü de yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Eldeki davada dosya kapsamına göre taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığı anlaşılmaktadır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin on ikinci ve on üçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerekmekte olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan ve resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebi ile Davacılar ... ve ... Dışındaki Davacıların Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ... ve ...'ın Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

1.Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, harca ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (A-4) numaralı bendinin üçüncü paragrafının hükümden çıkartılmasına, yerine “Alınması gereken 48.800,66 TL karar ve ilam harcının davalı idareden alınarak Hazineye irat kaydına " cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.