Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6615 E. 2024/285 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacının taşınmazına trafo yerleştirerek kamulaştırmasız el atmasının önlenmesi ve trafonun kaldırılması talebiyle açılan davada, davalı idarenin sorumluluğunun olup olmadığı ve trafonun kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza trafo konulmak suretiyle fiili el atma gerçekleştirildiği, kamulaştırma işlemi bulunmadığı, davacının el atmanın önlenmesini talep hakkı bulunduğu, trafonun bakımsız ve çevreye zararlı olduğu, bakım ve denetim sorumluluğunun davalı idareye ait olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1201 Esas, 2023/1071 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/368 Esas, 2018/233 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi ve kâl davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ...Ş. (...) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4609 ada 2 parsel sayılı taşınmazda müvekkili bakanlığın bağlı kuruluşu olan ... Yetiştirme Yurdu Müdürlüğünün bulunduğunu, söz konusu yurdun bahçesinde yaklaşık 30 yıldır atıl ve bakımsız halde bulunan ...'a ait trafonun müteaddit defa patlama yaparak çeşitli yaralanmalara, küçük çapta yangınlara, kuruluşun elektrik aksamının ve elektronik aletlerinin bozulmasına neden olduğunu, trafonun yurdun bahçesinde ve çocukların bulunduğu oyun alanlarına yakın olması sebebiyle tehlike oluşturduğunu belirterek, söz konusu trafonun kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...Ş. (...) vekili cevap dilekçesinde özetle; dağıtım faaliyetlerine ait tüm sorumluluğun müvekkilinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan ...'a ait olduğunu, işletim hakkının 2006 yılından itibaren ... tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, nitekim davanın ...'a karşı açıldığını, sonradan taraf değişikliği ile müvekkilinin davaya dahil edildiğini, oysa ... tarafından davacı tarafa verilen bir cevap yazısında trafo binasının yenilenmesi için şirketin 2013 yılı yatırım programına teklif yapıldığının belirtildiğini, bu cevabın şirketin sorumlu olduğunun ikrarı niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 28.01.2009 tarihinde ...’ın ... üzerinde yer alan %100 oranındaki hissesini ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye satması ile özelleştirildiğini, bu özelleştirme öncesinde 24.07.2006 tarihinde imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi ile ... tarafından işletme hakkının ...'a devredildiğini ve bu sözleşmenin taraflar arasında özelleştirme işleminden sonra da geçerliliğini sürdürdüğünü, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin dağıtım tesislerinin işletme hakkına sahip olmakla birlikte, mülkiyetine sahip olmadığını, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin ...’a ait olduğunu, sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun ...’a ait olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan trafo binasının davalı ... tarafından kal'ine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 28.01.2009 tarihinde ...’ın ... üzerinde yer alan %100 oranındaki hissesini ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye satması ile özelleştirildiğini, bu özelleştirme öncesinde 24.07.2006 tarihinde imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi ile ... tarafından işletme hakkının ...'a devredildiğini ve bu sözleşmenin taraflar arasında özelleştirme işleminden sonra da geçerliliğini sürdürdüğünü, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin dağıtım tesislerinin işletme hakkına sahip olmakla birlikte, mülkiyetine sahip olmadığını, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin ...’a ait olduğunu, sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun ...’a ait olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca trafonun kaldırılması kararının hukuka aykırı olduğunu, trafo için gerekli önleyici tedbirlerin

alındığını, hiçbir tedbir bulunmaması halinde ancak trafonun kal’ine karar verilebileceğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza trafo suretiyle fiilen el atıldığı, taraflar arasında trafo yerinin kamulaştırılmasına dair herhangi bir kesinleşmiş kamulaştırma işleminin bulunmadığından davacının el atmanın önlenmesi isteminde bulunmaya hakkı olduğunun anlaşıldığı, dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4609 ada 2 parsel sayılı taşınmaza trafo binası yapılmak suretiyle el atıldığı ve trafo binasının bakımsız olduğu ve çevreye zarar verdiği, trafonun bakım ve denetim sorumluluğunun ... ile davalı ... arasında yapılan sözleşme ile davalı ...'a devredildiği, bu şekilde davalı tarafından taşınmaza müdahale edildiği ve bu davalı yönünden vaki müdahalenin men’ine ve trafonun kal’ine dair verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik müdahalenin men'i ve kal'i hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.