"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/276 Esas, 2023/1089 Karar
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/189 Esas, 2022/369 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 8 inci maddesine dayanan anlaşma yoluyla tespit edilen kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağı istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait Konya ili, Selçuklu ilçesi, ... Mahallesi 814 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından anlaşma suretiyle kamulaştırıldığını, davalı idare ile 15.10.2019 tarihinde anlaşma tutanağı imzalandığı halde 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca 45 günlük süre içinde ödenmesi gereken kamulaştırma bedelinin ödenmediğini, bu nedenle kamulaştırma işlemlerinin tümüyle geçersiz olduğunu, ödeme yapılmadığı halde müvekkiline ait taşınmazın davalı idare adına tescil edilmek suretiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, davalı idare tarafından ödemenin 16.07.2021 tarihinde yapıldığını ve ödeme yapılmasına ilişkin müvekkiline tebligat gönderilmediğini, mevzuata uygun hareket edilmediğinden taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili idare tarafından teklif edilen bedeli kabul etmesine rağmen Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/556 Esas sayılı dosyasında bedeli yükseltebilmek amacıyla dava açtığını, bu davada bilirkişi raporunda müvekkili idarenin teklif ettiği bedelden daha düşük bedel belirlenmesi nedeniyle davacının davasını takipten vazgeçtiğini ve davanın açılmamış sayılmasına hükmedildiğini, bu davada başarısız olan davacının hakkın kötüye kullanılması yasağına ve dürüstlük kuralına aykırı olarak eldeki davayı açtığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza ilişkin müvekkili idare tarafından teklif edilen bedelin davacı tarafından kabul edilerek bedelin kendisine ödendiğini, davacının yeniden bedel belirlenmesine yönelik talebinin yerinde olmadığını, taşınmazın bu bedel üzerinden müvekkili idare adına tapuda tescil edildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle hesaplanan faiz alacağının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satın alma tutanağının imzalandığı tarihten itibaren 45 günlük yasal süre içinde davalı idare tarafından ödeme yapılmadığı için artık tamamlanmış bir kamulaştırma işleminden bahsedilemeyeceğini, bu süre sonunda her ne kadar taşınmaz davalı idare adına tescil edilmiş olsa da bu durumun kanuna aykırı şekilde el atma durumunu değiştirmediğini, eldeki davanın kamulaştırmasız el atma davası mahiyetinde olduğunu, taşınmazın değerinin dava tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, eldeki davada en azından munzam zarar yönünde karar verilmesi gerektiğini, davalı idare tarafından kamulaştırma bedelinin satın alma tutanağının imzalanmasından 21 ay sonra ödendiğini, ödeme yapılmasına ilişkin müvekkiline tebligat gönderilmediğini, buna karşın tapu kaydının haksız olarak davalı idare adına tescil edildiğini, mevzuata uygun hareket edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkili idare tarafından teklif edilen bedeli kabul etmesine rağmen Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/556 Esas sayılı dosyasında bedeli yükseltebilmek amacıyla dava açtığını, bu davada bilirkişi raporunda müvekkili idarenin teklif ettiği bedelden daha düşük bedel belirlenmesi nedeniyle davacının davasını takipten vazgeçtiğini ve davanın açılmamış sayılmasına hükmedildiğini, bu davada başarısız olan davacının hakkın kötüye kullanılması yasağına ve dürüstlük kuralına aykırı olarak eldeki davayı açtığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın kısmen reddine karar verilmesine rağmen müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, müvekkili idarenin her türlü harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kamulaştırılmasına karar verilen ve anlaşma sağlanarak idareye geçen taşınmazın bedelinin 45 gün içinde ödenmemesi nedeniyle anlaşmanın hükümsüz olduğunu ancak taşınmazın kamu hizmetine tahsis edildiğini belirterek bedelin tespitiyle faiziyle birlikte tahsilini istediği, davalı idarenin kamulaştırılan taşınmazın bedelinin ödendiğini ve böylelikle işlemin kesinleştiğini belirterek davanın reddini istediği, İlk Derece Mahkemesince davanın kamulaştırmasız el atma davası olarak değil, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağı olarak nitelendirdiği ve bilirkişiye yaptırılan hesaplama neticesinde istemin kabulüne karar verdiği, 04.06.1958 tarihli, 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısı ile hukuki nitelendirmede bulunmanın hâkime ait bir yükümlülük olduğu, İlk Derece Mahkemesinin tazminat istemiyle açılan davada nitelendirmeyi kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak değil, bedelin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağı olarak yaptığını, zira davacı hak sahibinin Anayasa'nın 46 ncı maddesinin son fıkrası gereğince geç ödenen kamulaştırma bedeline işleyecek faizi talep etme hakkına sahip olduğunu, davacı vekilinin de bilirkişi ek raporuna göre dava değerini belirli hale getirdiği ve harcı yatırdığı, davacının tazminat talebinin içerisinde "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği işlemiş faizin de tahsili talebinin olduğunu değerlendiren İlk Derece Mahkemesinin bilirkişi rapor ve ek raporuna uygun verdiği kararın yerinde görüldüğü, yine İlk Derece Mahkemesinin kamulaştırma işleminin kesinleştiği ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata hükmedilemeyeceği yönündeki tespitlerinin de doğru olduğu, ancak davalı idarenin harçtan muaf olduğu ve bu husus hükümde belirtildiği halde harcın davacıya iadesi yerine davalı idareden tahsiline karar verilmesinin hatalı görüldüğü gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak anlaşma yoluyla tespit edilen kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 46 ncı maddesinin son fıkrası.
3. 2942 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacıya ait Konya ili, Selçuklu ilçesi, ... Mahallesi 814 parsel sayılı taşınmazın Konya Çevre Yolu kamulaştırması nedeniyle davalı idare tarafından kamulaştırıldığı, tarafların 15.10.2019 tarihinde “Satın Alma Tutanağı/Tescil Belgesi” imzalamak suretiyle uzlaştıkları, davalı idare tarafından uzlaşma tutanağında belirlenen bedelin davacıya 16.07.2021 tarihinde ödendiği, her ne kadar davacı tarafça kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebinde bulunulmuşsa da, davanın hukuki niteliğinin kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağının tahsili davası olarak yapılmasının isabetli olduğu, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi sebebiyle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla, alınan bilirkişi raporu uyarınca belirlenen faiz alacağının davacıya ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.