Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6957 E. 2024/569 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın dava konusu taşınmaza uzak olması ve dava konusu taşınmazın emsalden daha değersiz kabulü ile ters orantı kurularak bedel tespit edilmesinin doğru olmaması, hüküm kurmaya elverişli bir rapor olmadığı gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/576 Esas, 2023/210 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/263 Esas, 2021/529 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların davalı Hazine yönünden esastan reddine, davacılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl dava ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/193 Esas sayılı dosyasında dava konusu Van ili, İpekyolu ilçesi, ... Mahallesi 582 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi sınırları içerisinde kalması nedeni ile ... tarafından tapu malikleri aleyhine açılan tapu iptali davasında karşı dava dilekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeni ile tescil harici bırakılması nedeni ile uğranılan zararın davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece tefrik kararı verilerek eldeki dosyada yargılamaya devam edilmiştir.

2. Davacılar vekili 02.04.2021 tarihli dilekçesi ile dava etmek istedikleri kurumun Maliye Hazinesi olduğunu, Bakanlık da Hazine vekili tarafından temsil edilmekte olduğundan temsilde yanılma hâli söz konusu olduğunu, davanın Maliye Hazinesine yönlendirilmesine karar verilmesini talep etmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi uyarınca Hazine davalı olarak dosyaya eklenmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle;öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, iş bu davada davacının zaten kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması sebebiyle mülkiyet hakkının kısıtlanacağının farkında olup, bunu bilerek bu taşınmazı edindiğini, herhangi bir zarar meydana gelmişse de bu davacıların ağır kusuru sonucu meydana geldiğini, bu sebeple devletin herhangi bir tazmin borcu doğmadığını, hatta davacı devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yeri kullanarak fayda sağladığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne, taşınmaz bedelinin asıl ve birleştirilen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına hükmedilen vekâlet ücretinin hukuka aykırı olduğunu ve dava konusu taşınmazın konum itibarıyla emsallerinden daha kıymetli olduğundan bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

2. Birleştirilen dosya davacısı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, dava konusu taşınmazın yapılaşmanın en yoğun olduğu konumda bulunduğunu, bilirkişi rapordaki emsal taşınmaza göre bedelinin daha yüksek olduğunu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına hükmedilen vekâlet ücretinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

3. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçeleri ile bilirkişi raporlarına karşı beyanlarının değerlendirilmediğini, kıyıların herkesin sahipsiz olarak yararlandığı sahipsiz kamu malları olduğunu ve kıyıların sahiplenilmesinin mümkün olmadığını, yerel mahkemece yasal faize hükmedildiğini ancak bunun mümkün olmadığını, olsa bile ancak kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, vekâlet ücretinin fazla olduğunu, Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, her bir davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılması gerektiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumlu olup, Dairemiz istinaf incelemesinden geçen benzer mahiyetteki dava dosyalarında belirlenen m² birim fiyatları nazara alındığında, eldeki dava dosyasında belirlenen m² birim fiyatının, istinaf edenin sıfatına göre, Daire ve Yargıtay denetiminden geçen benzer mahiyetteki dava dosyalarında tespit edilen m² birim fiyatları da nazara alındığında yerinde olduğu, bu itibarla yerel mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemekle birlikte, temsilde yanılma nedeni ile taraf olmaktan çıkarılan ve aynı vekil ile de temsil edilen ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden vekâlet ücreti yönünden hükmün kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilmesi suretiyle yeniden hüküm tesis edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Birleştirilen dosya davacısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Van ili, İpekyolu ilçesi, ... Mahallesi, 582 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 1975 yılında yapılan kadastro çalışmalarında davacıların murisleri adına tescil edilmesinden sonra davacıların intikalen malik olduğu, ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/193 Esas, 2021/262 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 06.04.2021 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl davanın 25.06.2020 tarihinde ve birleştirilen davanın ise 14.01.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki Van ili, İpekyolu ilçesi, ... Mahallesi 582 ada 17 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine yöntem itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmaz eski tarihli satış olduğu gibi dava konusu taşınmazın 2020 yılında Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisi değerinin 69,71 TL/m² emsalin 2020 emlak vergisi değerinin 57,23TL/m² olduğunun kabul edilmesine rağmen, dava konusu taşınmazın emsalden daha değersiz kabulü ile ters orantı kurularak bedel tespit edilmesi doğru olmadığı gibi emsal taşınmaz dava konusu taşınmaza yaklaşık 3 kilometre mesafede uzak olması nedeniyle bu emsali hükme esas alan rapor inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli değildir.

6. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.