Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6964 E. 2024/297 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza el atma tarihinin 04.11.1983 sonrası olduğu tespit edildiği hâlde, harcın maktu alınması doğru olmadığından, Mahkeme kararının bu hususta düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/186 Esas, 2023/279 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karaman ili, ... ilçesi, Mansurdede Mahallesi 584 ada 3 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taşınmazın 1/16 oranında hisseli maliki olduğunu, davada taşınmaz maliklerinin zorunlu dava arkadaşlığı durumunun mevcut olduğunu, iştiraken mülkiyetin söz konusu olduğunu taşınmaz için bütün paydaşların davacı konumunda bulunmaları gerektiğini, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu bölgenin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Konya Bölge Kurulu tarafından kentsel sit alanı ilan edildiğini, taşınmazın özel bir düzenlemeye tabi tutulmadığını, taşınmazın imar planlarında kamuya ayrılmış bir alan içerisinde olmadığını, böyle olduğu varsayılsa bile fiilen bu yönde bir çalışmanın bulunmaması durumunda kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.03.2013 tarihli ve 2010/411 Esas, 2013/138 Karar sayılı kararı ile davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 23.09.2013 tarihli ve 2013/12377 Esas, 2013/11945 Karar sayılı kararı ile dosya içerisindeki dava konusu taşınmaza ait fotoğraflar ve 29.11.2011 tarihli fen bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporundan, dava konusu taşınmazın fiilen park olarak kullanıldığı ve dava dilekçesi ile de kamulaştırmasız el atılan yer bedeli istenildiği anlaşılmış ve buna göre dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığı tüm dosya kapsamı ile sabit olduğundan taraflara ait tüm deliller toplanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile görev yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 19.03.2015 tarihli ve 2014/239 Esas, 2015/253 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmaza hangi tarihte el atıldığı araştırılarak ve dayanak belgelerin getirtilip el atma tarihi tespit edildikten sonra, el atma tarihinin 09.10.1956 - 04.11.1983 tarihleri arasında olduğunun belirlenmesi halinde o tarih itibarıyla, 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının anlaşılması halinde ise dava tarihi itibarıyla yukarıda açıklanan hususlarda ayrıntılı yazı alınıp, daha sonra yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile yapılacak keşifte; taşınmazın, belediye hizmetlerinin hangilerinden yararlandığı hangilerinden yararlanmadığı, etrafının meskûn olup olmadığı, varsa mesafeleri ve niteliği, mevcut durumu itibari ile kullanım şekli, üzerinde bina olup olmadığı, konumu yani sokağa ve yola olan cephesi, önemli merkezlere uzaklığı, üzerinde yapılaşma durumu gibi hususlarda ayrıntılı şekilde mahkeme hakimi gözleminin düzenlenecek tutanağa geçirilmesi, ayrıca taşınmazın değişik açılardan fotoğrafları çektirilerek onaylanıp dosyaya konulması ve böylece taşınmaz vasfının açık ve denetime elverişli şekilde tespiti gerekirken, taşınmazın vasfı ve el atma tarihi kesin olarak belirlenmeden arsa olarak kabul edilip değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, kabule göre de dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir somut emsal değerlendirmesi yapılmadan genel ifadelerle taşınmazın metrekare bedelinin tespiti uygun doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın bedel yönünden temyiz edildiğini, belirlenen bedelin çok düşük olduğunu, belirlenen metrekare bedelinden düzenleme ortaklık payı düşülemeyeceğini, yasal faizin yetersiz kaldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının taşınmazın 1/16 oranında hisseli maliki olduğunu, davada taşınmaz maliklerinin zorunlu dava arkadaşlığı durumunun mevcut olduğunu, iştiraken mülkiyetin söz konusu olduğunu, taşınmaz için bütün paydaşların davacı konumunda bulunmaları gerektiğini, davaya konu taşınmaza fiilen el atmanın olmadığını, imar planında kamuya ayrılmış alanda kalmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve Geçici 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmaza el atma tarihinin 04.11.1983 sonrası olduğu tespit edildiği hâlde, harcın maktu alınması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine " Alınması gereken karar ve ilam harcı olarak 492,27 harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 470,50 TL'nin mahsubu ile eksik kalan 21,77 TL'nin Davalıdan alınarak hazineye irad kaydına," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

11.01.2024. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.