"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/323 Esas, 2023/226 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacılaradan ..., ... , ..., ... için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.700,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davalı idare vekilinin adı geçen davacılar payına ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin davacılar ... vd.'ne ilişkin tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; Ordu ili, Altınordu ilçesi, ... Mahallesi 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, acele el koyma dosyasında belirlenen bedellerin düşülmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli ve 2020/580 Esas, 2021/111 Karar sayılı ilamı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kamulaştırmasız el atılan bölümdeki davacılar paylarının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli ve 2021/1340 Esas, 2021/1329 Karar sayılı ilamı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli ve 2021/1340 Esas, 2021/1329 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, emsal kabul edilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın kadastro parseli olduğu belirtildiğinden, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatı üzerinden hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatı üzerinden %40 düzenleme ortaklık payı düşülerek bedel tespit edildiği anlaşılmış olup, bu rapora göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, kabule göre de birleştirilen dava davacılarının payları yönünden birleştirilen dava tarihlerine göre değerlendirme yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazın tapu kaydında daha önceden TEK ve BOTAŞ lehine eski irtifak hakkı tesis edildiği anlaşıldığından, eski irtifak hakları nedeniyle meydana gelen değer düşüklüğünün bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazda davacılar elbirliği ile malik olup, davacıların miras bırakanlarından gelen payları (veraset ilamları da dosya içerisine alınarak) ayrı ayrı hesaplanmak (her bir davacının payına düşen kamulaştırmasız el atma bedeli, acele el koyma dosyalarında aldığı bedel ve kamulaştırmasız el atma bedelinden acele el koyma dosyasında aldığı bedel mahsup edilmek suretiyle eldeki davada ödenmesi gereken bedel tek tek gösterilerek) suretiyle infaza ve denetime elverişli ek rapor alınmadan hüküm kurulması ve hükmedilen bedele asıl ve birleştirilen dava tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ve ıslah tarihi olarak belirlenmesi doğru görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile bozmaya uyulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukanda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsalin uygun emsal olmadığını, dava konusu taşınmaz ile emsalin emlak vergisine esas metrekare birim değerlerinin gözetilmediğini, raporun bilimsellikten uzak olduğunu, kıyaslamanın hatalı olduğunu ve davalı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı karannın ilgili bölümü şöyledir: "... usulü dairesinde isümlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplanüda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme karannın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ..., ... , ...'a İlişkin Temyiz Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Davacılar ... vd.'ne İlişkin Temyiz Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.