"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/5 Esas, 2022/1052 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/276 Esas, 2021/444 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı ... dışındaki davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacı ... dışındaki davacılar için davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı Hazine vekilinin davacı ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/92 Esas sayılı dosyasında dava konusu Van ili, İpekyolu ilçesi, ... Mahallesi 582 ada 35 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi sınırları içerisinde kalması nedeni ile ... tarafından tapu malikleri aleyhine açılan tapu iptali davasında karşı dava dilekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeni ile tescil harici bırakıdığını bu nedenle uğranılan zararın davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece tefrik kararı verilerek eldeki dosyada yargılamaya devam edilmiştir.
2. Davacılar vekili 15.09.2021 tarihli dilekçesi ile dava etmek istedikleri kurumun ... olduğunu, Bakanlık da Hazine vekili tarafından temsil edilmekte olduğundan temsilde yanılma hâli söz konusu olduğunu, davanın Maliye Hazinesine yönlendirilmesine karar verilmesini talep etmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesi uyarınca Hazine davalı olarak dosyaya eklenmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağını, adil bir tazminat bedeli belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara hisseleri oranında verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz ve yetersiz olduğunu, husumet yönünden ve esastan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, faize karar verilmesinin yerinde olmadığını, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin de kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz arsa vasfında kabul edilerek emsal karşılaştırması suretiyle değerinin tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı, fen bilirkişi raporunda idareye ait önceden belirlenen kıyı çizgisi ile keşifte belirlenen çizginin gösterildiği, bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı tarafından dava konusu parselin kıyıda kalan kısımlarının tespiti ardından terkini talep olunmuş, mahkemece de bu şekli ile yargılama yapılarak davanın kabulü ile davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ettiğini, ayrıca davacılardan ... dışındaki davacılar yönünden kesin karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, hükmedilen toplam tazminat miktarının temyiz yoluna başvuru sınırının üzerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın davacılar murisi Hanife Bulca adına 1975 tarihinde tesis kadastrosu sonucu tescil edildiği, ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/92 Esas, 2021/278 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile 5024,71 m²lik kısmın tescil harici bırakılmasına karar verildiği, bu kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 18.08.2021 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın tapu iptali ve terkin davasına karşılık dava olarak açıldığı ve 25.06.2021 tarihinde tefrik edildiği anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamındaki belediye yazı cevaplarına göre arsa olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine, dosya kapsamına göre ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar da gözetilerek tespit edilen metrekare birim bedeli ve uygun görülmüştür.
5. Dava konusu taşınmazın belirlenen gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Hazine Vekilinin ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı Hazine Vekilinin Davacı ...’e İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.