Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7177 E. 2024/1406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tapu kaydındaki irtifak hakkının değer tespitinde dikkate alınmaması ve taşınmazın bulunduğu mahallenin adının hatalı yazılması nedeniyle eksik inceleme yapıldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/108 Esas, 2023/1191 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/45 Esas, 2021/458 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, .../... Mahallesi, 5515 ada 1 parsel ve 5461 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın kalıcı olarak fiilen el atılıp kamu hizmetine tahsis edildiğini ileri sürerek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların 1/1000'lik planda park alanında kaldığını, ancak müvekkilince fiili bir müdahale yapılmadığını, idari yargının görevli olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, imar durumu itibarıyla üzerinde yapılaşma olmayacağı için değerinin azalacağını, kısıtlı parsel olduğunu, özel parselasyon varsa malikin muvafakati ile kamu hizmetine ayrılan yerler için mülkiyet iddiasında bulunamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazlar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili vekili istinaf dilekçesinde; el atma olgusunun gerçekleşmediğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, proje bütünlüğünden bahsedilemeyeceğini, davalı idarenin dava konusu taşınmazda hissesi bulunduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, emsalin uygun bir emsal olmadığını, fahiş şekilde tazminat belirlendiğini ve tapu kaydındaki ... lehine irtifak nedeniyle değer azalışı uygulanması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara davalı tarafından asfalt yol, kaldırım ve stabilize dolgu alan yapılmak suretiyle fiilen kalıcı şekilde el atıldığı sabit olup dava konusu taşınmazda davalı idarenin paydaş olduğu gözetildiğinde fiili el atmanın varlığının kabul edilmesi gerektiğini, arsa niteliğindeki taşınmaza dava tarihinden öncesine ait özel amacı olmayan taşınmaz satışı esas alarak, emsal ile eksik ve üstün yanları karşılaştırılmak suretiyle emsal incelemesi yöntemine göre değer biçilmesinin isabetli olduğu ve kaldırma kararı doğrultusunda irtifak hakkına ilişkin kayıtlar getirtilerek bilirkişi heyetince yapılan değerlendirme ve taşınmazın tamamında görünen irtifak hakkının tarihi ile fiilen zeminde mevcut olmaması doğrultusunda davalının usuli kazanılmış hakkı da gözetilerek hüküm kurulması yerinde olduğundan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilmeksizin Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının nispi harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şekli olarak esastan reddine karar verildikten sonra istinaf harcının maktuya çevrilerek nispi harcın bakiyesinin iadesine karar verilmesi suretiyle 1983 sonrası fiili el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında Ek Madde 4 gereğince maktu harç alınacağı yönünden irade ortaya konulmuş ancak kamu düzenine ilişkin ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken ve İlk Derece Mahkemesinde nispi alınan harcın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle düzeltilmesi yoluna gidilmemesi doğru değilse de Dairemizce Bölge Adliye mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulacağından esastan ret hükmü tüm ferileri ile ortadan kaldırılacak olup bu husus ayrıca bozma sebebi yapılmamıştır.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dairemizin yerleşik uygulamaları gereğince dava konusu 5515 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında bulunan irtifak şerhi nedeniyle taşınmazın değerine olumsuz etkisi kaçınılmaz olup, bu hususta dosya içerisinde ki 12.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda eski irtifak hakkı nedeniyle değer kaybı oranının hatalı hesaplandığı da dikkate alınarak, alınacak ek rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile değer kaybı düşülmeksizin fazlaya hükmedilmesi doğru değildir.

6. Dava konusu taşınmazların mahalle adı tapu kaydında .../... Mahallesi olarak yazıldığı halde hüküm fıkrasında ... Mahallesi olarak yazılması hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.