"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1106 Esas, 2023/519 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/68 Esas, 2022/219 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılardan ... ve ... ile davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 2508 ada 5 parsel 9 numaralı bağımsız bölüm dubleks meskenin çatı katında teras hacminin bitişiğinde yer alan çatı arası boşluğuna teras hacminden kapı açıldığını, merdiven kovasından giriş sağlanan kapının iptal edilerek duvar örüldüğünü, çatı katının kullanımının imkansız hale geldiğini, davalının ihtilafa konu çatıda mevcut durum itibarıyla tasarrufunun ne olduğunun ve davacıların kullanmasına engel olacak şekilde yapılan tadilat ve değişikliklerin ve tecavüzün tespiti ile yıkılarak eski hale getirilmesine yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, inşaatın(2008 yılı) imalat aşamasında var olan yapıya müdahale isteminin hak düşürücü süreye tabi olduğunu, müvekkilinin bir tasarrufu bulunmaz iken müteahhitin yaptığı yapı ve kapı için davacılar yönünden zımnen ses çıkartılmamak sureti ile dava konusu yapılamayacağını, davacıların iddialarının aksine müvekkilinin bir müdahalesinin söz konusu olmadığını, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) ortak alan olarak apartman çatı katının sayılmadığını, davacıların bu davayı, (müvekkilime ait dairenin karşısında yer alan) Yapımer Apt. 8 nolu daire malikinin (davacılardan ...'a ait daire) çatı altı alanını kanuna aykırı bir şekilde tadilat yaparak kendi katına katması üzerine çıkan tartışmalar üzerine baskın çıkmak için açtıklarını, mahallinde yapılacak keşifte, müvekkilinin çatı katını dairesine katmak sureti ile kullanmadığı ve davacılardan ...'a ait 8 nolu dairenin çatı alanını kendi dairesine katarak haksız olarak kullanmış olduğunun tespit edileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... ve ... ve davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar ... ve ... istinaf dilekçesinde özetle; davalının ortak alana müdahalesi nedeniyle 634 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince hakimin müdahalesini isteme talebiyle açmış oldukları davada İlk Derece Mahkemesince kendileri yönünden " kat maliki olmamaları nedeniyle" davanın husumet yönünden reddine karar verilerek aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedildiğini, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, kat malikine ait daireden kira sözleşmesi ya da oturma hakkına dayalı olarak yararlananların dahi kat malikinin halefi olarak ortak yerleri kullanma ve haliyle müdahaleye karşı koyma hakkı varken çocuklarına ait dairelerde ücret vermeden onlar adına oturan ve malik gibi rahatlıkla istifade eden sakinler olarak bu davayı açmalarında hukuki bir engel olmadığını, ayrıca hakkı doğuran zedelenen kişiler olarak kendilerini kat malikini dava açmaya zorlamak kendileri için ekstra emek ve zaman kaybına neden olacağını, Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce aktif husumet ehliyeti olmadığından açtıkları davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince "davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine" ve "aleyhe hükmolunan vekâlet ücretine ilişkin" verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; Mimari tasdikli yapı projesinde çatı alanının bir bütün olan alan olduğunu, davacıların iddialarının aksine müvekkili tarafından bu alana bir müdahale söz konusu olmadığını, çatı alanının tüm malikler için bölünerek erzak alanı olarak kullanılması durumunun söz konusu olmadığını, buna dair apartmanın mahzeninde zaten bir alan bulunduğunu, müvekkilinin çatı katını dairesine katmak suretiyle kullanmadığını, müvekkilinin apartman sakinlerinin bilgisi dahilinde çatı katından evine arıza ve akıntı nedeniyle su vb. korezyonlar zarar vermemesi için zemin döşemesi yaptığını ve harcadığı paranın ödenmesini talep ettiğini, harcama yaparken ses çıkartmayan davacıların paranın ödenmesinin istenmesi üzerine davalı müvekkiline husumet beslediğini, işbu davanın da bu duyguyla açıldığını, müvekkilinin bir müdahalesinin bulunmadığını, davacıların dava konusu yapılan alanda başka müdahaleye muvafakat etmesi karşısında müvekkilinin de çatı alanının kullanmasına muvafakat etmelerinin zorunlu olduğunu, aksine hareket etmenin hakkın kötüye kullanılması olacağını, çatıya açılan kapının kapatılması hususunda müvekkilinin bir tasarrufu veya iradesi bulunmadığı gibi soyut iddialarının aksine merdiven boşluğundaki kapının davalının tasarrufu ile kapatıldığına dair bir ispat delili de ileri sürülemediğini, davacıların 24 m² mimari projeye aykırı haksız müdahalesi de tespit edilmiş olduğunu, davacının kendi haksız bir eylem icra ederken davalıya aynı konuda isnatta bulunmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde belirlenen "objektif iyiniyet kuralları" ile örtüşmediğini, müvekkilinin kendi savunmasında da belirttiği üzere dava konusu kapının güvenlik sebebiyle firma sahibi tarafından kapatıldığını ve bu husustan davacılar dahil tüm sakinlerin de bilgisinin olduğunu, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların anagayrımenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın eksik inceleme sonucu verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde davalının mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.
3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki anagayrımenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.