"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/381 Esas, 2022/200 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... (DSİ) Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın husumetten reddi ile davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ... ilçesi, ... köyü 579 parsel (yeni 12151 ada 4 parsel) sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, davacıya ait taşınmazın 1954 yılında DSİ tarafından kamulaştırıldığını, davada husumetin DSİ'ye yöneltilmesi gerektiğini, davacının tazminat taleplerinin çok fahiş olduğunu bildirerek müvekkili belediye aleyhine açılan davanın husumeten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın 212 parselin ifrazı oluştuğunu, 212 parselin 11000 m²lik kısmının Adana - Karaisalı yolu güzergahında bulunması nedeniyle 1954 tarihinde kamulaştırma planının yapıldığını, o tarihlerde taşınmaz maliklerinin Cemal Bölgen ve müşterekleri olduğunu, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından 1954 yılında el atılmış olduğundan dava konusu taşınmazın idareye ait olduğunu, davacıya vekâleten Kemal Muhsinoğlu tarafından idareye verilen 29.11.2010 tarihli dilekçe ekinde bulunan Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1981/400 Esas sayılı İzaleyi Şuyu davasına ait mahkeme kararında 212 parsel sayılı taşınmazın 1954 yılında kamulaştırıldığı esas alınarak kamulaştırılan kısmın aynen kalmak suretiyle bakiyesinin ortaklığın giderilmesine karar verildiğini bildirerek hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.09.2020 tarihli ve 2020/92 Esas, 2020/202 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen Seyhan ilçesi, ... köyü 4861 ada 1 nolu parselin satış tarihindeki tapu kaydı getirilmediğinden bilirkişi kurulu raporu denelenemediği gibi ... Belediye Başkanlığının 14.03.2013 tarihli yazısı dikkate alındığında emsal imar uygulaması sonucu düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle oluşan imar parseli iken imar planları iptal edilmiş ise de emsal taşınmazın imar planının iptalinden sonra kadastral parsele dönüşünün yapıldığının tespit edilmediği gözetildiğinde kadastral parsel olan dava konusu taşınmazın emsal incelemesi sonunda bulunan bedelinden düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılmadan bedel tespit edilmesi nedeniyle alınan raporun inandırıcı olmadığı ve dosya içindeki imar planından dava konusu taşınmazın 50 metrelik yol olarak ayrıldığı ve tamamına yol yapılmak suretiyle el atıldığı anlaşıldığından davalı ... hakkında davanın kabulüne, davalı DSİ Genel Müdürlüğü yönünden ise pasif husumetten davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 31.03.2022 tarihli ve 2021/381 Esas, 2022/200 Karar sayılı kararı ile davanın davalı DSİ Genel Müdürlüğü yönünden husumetten reddi ile davalı ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planı içinde bulunup bulunmadığı belirlenmeden düzenleme ortaklık payı kesintisinin üst sınırdan kesildiğini, emsal taşınmazın uygun olmadığını, emsal taşınmazın düzenleme ortaklık payı oranının 0,3499978 olmasına rağmen dava konusu taşınmazdan %40 düzenleme ortaklık payı kesilmesinin hatalı olduğunu, dava değeri bozma sonrası belirlendiğinden reddedilen kısım için verilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmaz bedelinin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaza DSİ Genel Müdürlüğü tarafından el atıldığını, husumetin DSİ Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımı içinde süresi açılmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı da gözetilerek davacılar ve davalı ... vekillerinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı kesintisi oranı Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak, tespiti ile bu oranda düzenleme ortaklık payı düşülerek taşınmazın metrekare birim bedelinin hesaplanması gerekirken %40 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
5.Dava konusu taşınmazın değeri dava tarihine göre belirlendiğinden, hüküm altına alınan alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
6. Dava konusu taşınmaza el atma tarihinin 1983 yılı öncesi olduğu dikkate alınarak maktu harca hükmedilmesi gerekirken nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
7. 18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 30.11.2023 tarih ve 2023/101 Esas, 2023/207 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarına ilişkin olarak 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükmü Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğinden davacılar aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davalı ... ve davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.