"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/90 Esas, 2023/13 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Ödemiş ilçesi, ... Mahallesi, 377 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkil aleyhine açılan kamulaştırma davası haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, kısmi kamulaştırması talep edilen tarla toplamda 2700 metrekare olup etrafındaki sınırlar da hesap edildiğinde kullanım alanı iyice azaldığından tarlanın tam ortasından boylu boyunca uzanarak tarlayı ikiye bölecek şekilde kamulaştırma yapılmasının tarlanın kullanım imkanını ortadan kaldıracağını, ikiye bölündüğü için işçilik maliyetlerinin artacağını ayrıca geriye kalan parçalı kullarım alanlarının ekilmesinin kazançtan çok külfet doğuracağını, kamulaştırma gerçekleşirse taşınmazdaki ev ve damın kullanım imkanı da ortadan kalkacağından davanın reddinin gerektiğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.05.2016 tarihli ve 2015/346 Esas, 2016/306 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın %5 kabulü ile az bedel tespiti, kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi raporunda (C) ile gösterilen 673,58 m² alanın yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alınarak değer azalış oranının %25 olması gerekirken, kalan kısmın üzerindeki yapılar ile tamamının bedelinin hükmedilmesi doğru olmadığı gibi 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 22.10.2020 tarihli ve2019/137 Esas, 2020/312 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece tescil hükmü yönünden kesin olmak üzere verilen ilk karar gereğince dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi tarafından hazırlanan krokide (C) ile gösterilen 673,58 m²lik kısmın davacı idare adına tesciline karar verildiği gözetilmeksizin, bozma sonrası bu kısım için değer düşüklüğü bedeline hükmedildiği nazara alınarak davacı idare adına kayıtlı dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile önceki malikleri davalılar adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, mahkemenin bozma öncesi ilk kararını temyiz etmediği anlaşılan davalılar ... ve ... yönünden mahkemece verilen ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen m² birim fiyatı üzerinden kamulaştırma bedelinin belirlenmesi gerekirken, davacı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek fazla bedele hükmedilmesi, kamulaştırmadan arta kalan 673,58 m²lik kısmında %25 oranında değer düşüklüğü bedelinin denetime uygun olmayan yöntemle hesap yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle fazla bedele hükmedilmesi, doğru olmadığı gibi Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan ve 16.07.2020 tarihli 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 7139 sayılı Kanun'la değişik 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın niteliğinin arsa olduğunu ve buna göre değerlendirme yapılması gerektiğini, C olarak gösterilen alanda davalılarca işleme ve sürüm olmak üzere öncelikle zirai iş veya işlemlerin yapılmasının kısıtlı ve imkansız hale geleceğini %25 den daha fazla oranda değer kaybı olduğunu, bozma ilamının bu yönü ile hatalı olduğunu ve resen gözetilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ve bozma ilamına uyularak verilen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ...'tan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.