Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7322 E. 2024/1727 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazlar için belirlenen bedelin ve yasal faizin hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen usuli kazanılmış hak ve faiz hesaplama ilkelerine uygun hüküm kurmadığı, ancak bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/42 Esas, 2023/139 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, Finike ilçesi, ... Köyü 106 ada 4, 6 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2017/106 Esas, 2018/321 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2017/106 Esas, 2018/321 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2019/47 Esas, 2020/436 Karar sayılı kararı ile davacı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılıp duruşma yapılarak alınan ek rapor uyarınca davanın kabulüne ve idarece düzenlenen kıymet takdir raporundaki bedelin derhal, bakiye bedelin üçer aylık vadelide nemalandırılarak karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2019/47 Esas, 2020/436 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Türkiye ortalamasına göre münavebe ürünlerinin üretim masraflarının brüt gelirin % 65'i alınması ekonomik tarım yapılmasında tereddüt yaratacağından İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden üretim masraflarının yeniden sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi, Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 7139 sayılı Kanun'la Değişik 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli ve 2021/697 Esas, 2022/264 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne tespit edilen bedelin nemalarıyla derhal ödenmesine ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli ve 2021/697 Esas, 2022/264 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma öncesi ilk kararın davacı idare tarafından temyiz edilmediği dikkate alındığında, ilk kararda 166 adet nar ağacı bedeli olarak hesaplanan 58.481,88 TL bedelin davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası 166 adet nar ağacı bedeli olarak 12.848,00 TL'ye hükmedilmesi ve faiz bitiş tarihinin infazda tereddüt yaratacak şekilde hükümde açıkça gösterilmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2023 tarihli ve 2023/42 Esas, 2023/139 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne , tespit edilen bedelin derhal ödenmesine ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kıymet takdir raporundaki bedele hükmedilmesi gerektiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, davalı lehine iki ayrı vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ve müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dava konusu 106 ada 4 parsel ve 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden tespit edilen bedelin, bozma öncesi tespit edilen bedelle aynı olduğu ve bu taşınmazlar için tespit edilen bedeller ile kıymet takdir raporları arasındaki bakiye bedellerin bozma öncesi kararla davalılara ödenmesine karar verildiği gözetilerek bakiye bedellere 15.02.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde son karar tarihine kadar faize hükmedilmesi ve dava konusu 106 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden ikinci bozma öncesi tespit edilen 59.798,06 TL bedel ile kıymet takdir raporu arasındaki fark bedel 18.544,81 TL’ye 15.02.2022 tarihine kadar, bakiye 46.038,52 TL ‘ye ise son karar tarihi olan 14.02.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde kıymet takdir raporu ile oluşan fark bedelin tamamına son karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi doğru değildir.

4. Bölge Adliye Mahkemesince Dairemiz bozma ilamı sonrasında 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince zorunlu olarak duruşma açıldığı, bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf yolu incelemesi yapmadığı ve İlk Derece Mahkemesi sıfatına uygun şekilde karar verdiği gözetildiğinde davalı yararına ayrıca duruşma vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;

a) (4) numaralı bendinin (B) bendi ile (6) numaralı bendinin (B) bendindeki “ dairemiz karar tarihi olan 14/02/2023” ibareleri hükümden ayrı ayrı çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “15.02.2022” tarihinin yazılması,

b) (5) numaralı bendinin (B) bendi tümüyle hükümden çıkartılarak yerine “Dava konusu Finike ilçesi, ... köyü 106 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozma öncesi kararla tespit edilen 59.798,06 TL ile kıymet takdir raporu arasındaki fark bedel 18.544,81 TL’ye 08.08.2017 tarihinden 15.02.2022 tarihine kadar, bozma sonrası son kararla tespit edilen bedel ile bozma öncesi karar arasında oluşan fark bedel 46.038,52 TL'ye ise son karar tarihi olan 08.08.2017 tarihinden 14.02.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,” cümlesinin yazılması,

c) (15) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.