Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7368 E. 2024/597 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, davacıya ait taşınmaza kamulaştırmasız el atması nedeniyle tazminat ve ecrimisil ödenmesi gerekip gerekmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı, gelir yöntemiyle belirlenecek tazminat bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, el atılan kısmın idare adına tescil edilmesi gerektiği ve ecrimisil şartlarının oluştuğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2835 Esas, 2023/1360 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/495 Esas, 2022/275 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın tazminat talebi yönünden kabulüne, ecrimisil talebi yönünden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Ecrimisil bedeli olarak hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davalı idare vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Aydın ili, Sultanhisar ilçesi, ... Mahallesi, 218 ada 172 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından su yatağının kenarına set çekilmek suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini ve ecrimisil bedelini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, davacı taşınmazının Menderes Nehri altında kaldığının iddia edildiğini, taşınmaz taşkınlardan dolayı zarar gören alan içinde kalmadığından davanın müvekkili idare yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, Menderes Nehri yatağının yer yer 50-100 metre arasında değiştiğini, müvekkili idare tarafından taşınmaza set çekilmesi, kalıcı inşaat yapılmasının söz konusu olmadığını, Menderes Nehri'nin yatak değiştirmesi nedeniyle su altında kalan taşınmazın tescilinin mümkün olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altına geçtiğini, su altında kalan taşınmaz için tapu iptal davası açılması için Maliye Hazinesine ihbarda bulunulması gerektiğini, tapulu alanların müvekkili idarece kamulaştırılması, tazminat ve ecrimisil ödenmesinin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın el atma tazminatı yönünden kabulüne ve tazminat bedelinin davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine, ecrimisil yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idarenin iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden ecrimisil talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava konusu taşınmazın Menderes Nehri altında kaldığı iddia edilmiş ise de taşkınlardan dolayı zarar görmüş bir alan olmadığını, bu nedenle açılan davanın idare açısından husumetten reddi ya da ilgililerin davaya müdahil edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazda idarenin bir müdahalesi olmadığından zararın da söz konusu olmadığını, ecrimisil şartlarının da oluşmadığını, nehrin doğal akışı ve rejimi gereği yer değiştirmesi sonucu işgal edildiğinden bahisle tapulu taşınmazların kamulaştırılmasının söz konusu olmayacağını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare, dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığını ispat edemediğinden, el atmanın 04.11.1983 tarihi sonrası olduğu kabul edilerek taşınmazın arazi olarak nitelendirilmesinin doğru olduğu, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporuna yansıyan nitelikleri itibarıyla sulu arazi olarak değerlendirmesi, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz yönünden %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması, maliyet cetveline göre bulunan üretim giderinin brüt gelirin %50'sine yakın olması, bu hali ile ekonomik tarım yapılabilmesi için Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı gözetilerek hesap yapılması ve dava konusu taşınmazın el atılmayan kısmının yol ile bağlantısının kesilmesi, Menderes Nehri'nin yatak değiştirmesi sonucu nehrin güneyinde kaldığından dolayı ulaşım güçleştiğinden, el atılmayan alana değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle bedele hükmedilmesi doğru görülmüş, kabule göre de 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları Sultanhisar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü maliyet cetvellerinin dosya arasına alımı sağlanılmadan bilirkişi raporunun denetimsiz bırakılmış olması ve dere yatağının değiştirilmesi nedeniyle taşınmazın bir kısmına sedde yapılıp, bir kısmı da dere yatağı haline dönüştürüldüğünden, el atılan bölümler yönünden, ecrimisil bedelinin de hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile saptanan aykırılıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılları Sultanhisar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü maliyet cetvellerinin dairece dosya arasına alımının sağlanıldığı gözetilerek istinaf başvurularının kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın tazminat ve ecrimisil yönünden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davacı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın el atılan kısımlarındaki davacı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline ve dere yatağı niteliği ile tapudan terkinine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Bedeline İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.