"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/243 Esas, 2022/466 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, Antakya ilçesi, ... Mahallesi, 403 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takdir edilen m² fiyatının hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, keşif yapılarak bedelin belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.05.2014 tarihli ve 2013/647 Esas, 2014/213 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin 16.859,42 TL olarak tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan)18.Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, taşınmazın belediye hizmetlerinin hangilerinden yararlandığı hangilerinden yararlanmadığı, etrafında meskûn mahal olup olmadığı, varsa mesafeleri ve niteliği, taşınmazın mevcut durumu itibari ile kullanım şekli, taşınmazın üzerinde bina olup olmadığı, bu taşınmazın konumu yani sokağa, yola olan cephesi, önemli merkezlere uzaklığı, üzerinde yapılaşmaya ilişkin olarak imar durumu gibi hususların ayrıntılı şekilde keşif zaptına geçirilmesi, taşınmazın değişik açılardan fotoğraflarının çektirilerek bunların onaylanıp dosya arasına alınması ve taşınmaz vasfının açık ve denetime elverişli şekilde tespiti ile kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunun yukarıda açıklanan esaslara uygun düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla hüküm kurulması, kabule göre de münavebeye alınan buğday, pamuk ve marulun değerlendirme tarihi olan 2013 yılı itibarıyla dekara asgari ve azami üretim miktarlarını gösteren verimini, kg başına toptan satış fiyatını ve ayrıntılı üretim giderlerini Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden getirtilerek bu verilere uygun olarak değerlendirme yapılması gerekirken, denetime elverişsiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, taşınmazın tapu kadındaki mevcut irtifak şerhleriyle birlikte tesciline karar verilmesi gerektiği ve 2942 sayılı Kanun'un 27 nci maddesine göre tespit edilen bedelin mahsubu ile fark bedele faiz uygulanması ve fark bedel davalılar adına bankaya yatırtılıp hükümle birlikte davalılara ödenmesine karar verildiğine göre faizin karar tarihine kadar uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkeme Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, 07.06.2016 tarihli ve 2015/682 Esas, 2016/264 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne toplam kamulaştırma bedelinin 121.427,88 TL olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca oluşmuş imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastro parseli olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın mukayese sonucu bulunan m² değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılarak, kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerektiği hususu gözetilmeden hesaplama yapan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından yeniden keşif yapılarak alınacak rapora göre hüküm kurulması ve davalı ...'ın Av. ...'e verdiği vekâletnamesi bulunduğu ve vekille temsil edildiği halde gerekçeli karar başlığında vekil isminin adı geçen davalı yönünden belirtilmemesi doğru görülmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin 76.625,42 TL olarak tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporda emsal gösterilen taşınmazın özel amaçlı satış olduğunu, emsalle davaya konu taşınmazın kıyaslamasının ayrıntılı olarak yapılmadığını ve tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, iade edilecek bedel yönünden açık hüküm kurulması gerektiğini, taşınmazın yol olarak terkin edilmesi gerektiğini, ve davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna uygun olmadığını, bozma kararına uygun bedel belirlenmediğini, emsalin eski tarihli satış olduğunu, bedelin çok düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bedelin tamamına faiz işletilmesine karar verilmesi doğru değildir.
4. Davacı idarece fazla depo edilen bedelin infazda tereddüt uyandıracak şekilde hükümde açıkça gösterilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile
a) Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının 2-b numaralı bendinde bulunan "bedeline" kelimesinin çıkarılarak yerine "bedelinden acele kamulaştırma dosyasında bloke edilen 61.226,00TL bedelin mahsubu ile bakiye 15.399,42 TL bedele," ibaresinin yazılması,
b) Hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinde yer alan “ bedelin talep halinde tapu kaydındaki hisseleri ve veraset ilamındaki paylarına göre davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkarılmasına yerine “44.802,46 TL bedelin davalı tarafından bankadan çekilmişse çekildiği tarihe kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile davalılardan payları oranında alınarak davacıya ödenmesine, çekilmemişse varsa işlemiş nemalarıyla davacı idareye iadesine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.