"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/678 Esas, 2023/216 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... Mahallesi 27 ada 5 ve 12 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça davalı şirkete teklif edilen değerin gerçek değerin çok altında olması ve davalı şirketin söz konusu taşınmazları restoran cafe olarak işletmek amacıyla alması nedeni ile uzlaşmanın sağlanamadığını, daha sonra taşınmazların kamulaştırıldığını ve açılan davayı İstanbul 36. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/112 Esas sayılı dosyası ile kendilerine tebliğ edilen 27.03.2014 tarihli dilekçe ile öğrendiklerini, ilgili dosyanın müvekkili olan şirkete ve ortaklarından ...'a, şirketin diğer ortağının açmış olduğu şirket müdür seçiminin iptali konulu bir dava olduğunu, mahkememiz dosyasında yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, kamulaştırma işleminin iptali için usulsüz tebligatı dikkate almayarak davayı öğrendikleri 27.03.2014 tarihini tebliğ tarihi olarak kabul ederek kamulaştırmanın iptali ve yürütmenin durdurulması talebi ile Muğla İdare Mahkemesine dava açtıklarını, iş bu dava dosyasının dosyamız için bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, İdare Mahkemesinin sonucuna göre davanın reddine veya gayrimenkullerin gerçek değerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.05.2015 tarihli ve 2014/9 Esas, 2015/198 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine, tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 12.05.2015 tarihli ve 2014/9 Esas, 2015/198 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre 2942 sayılı Kanun’un kıymet takdiri esaslarını gösteren 11 inci maddesinin birinci fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca değerlendirme gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tespiti ve bedelin tespitinde etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek bedelinin saptanması gerekmektedir. Emsalin dava konusu taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya değerlendirme tarihine yakın günlerde satılmış olması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılmış olan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin ikinci fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında göz önünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2014 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın değerini emsal incelemesi ve dava konusu taşınmazla karşılaştırma yapılmaksızın serbest piyasa rayiçlerine göre tespit eden bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, dava konusu taşınmazlardan 27 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 82,42 m²lik tek katlı kagir evin 2013 olan değerlendirme tarihine ait Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan yapı birim fiyat listesine göre dört kata kadar -dört kat dahil- asansörsüz ve kalorifersiz konutların 3. sınıf A grubu yapılara dahil edildiği dikkate alıp, değerlendirilmesi gerekirken; 2. sınıf B grubu yapı olarak değerlendiren bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.02.2021 tarihli ve 2016/264 Esas, 2021/116 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine, tapu kayıtlarının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 19.02.2021 tarihli ve 2016/264 Esas, 2021/116 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozmadan sonra tespit edilen bedelden ilk kararda hükmedilen bedelin mahsubu ile fark bedel miktarının bloke ettirilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında "kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir." hükmü karşısında, yatırılması gereken bedel miktarı, açık ve doğru bir şekilde gösterilerek fark bedeli bloke edilmesi için 4650 Kanun ile değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca davacı idareye süre verilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 15.03.2023 tarihli ve 2022/678 Esas, 2023/216 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine, tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas raporda 5 nolu parsele 211.297,35 TL, bitişiğindeki 12 nolu parsele ise 116.025,39 TL değer biçildiğini, kıymet takdirinde de en alt değerlerden belirlenen bedel olarak 5 nolu parsele 206.071,03 TL, 12 nolu parsele ise 109.001,46 TL değer biçildiğini, bu bedel müvekkil tarafından kabul edilmediğinden uzlaşma sağlanamadığını, söz konusu 5 nolu parsel sayılı taşınmazın 225,80 m² arsa ve üzerinde 82,42 m² kagir ev mevcut olduğunu, gayrimenkul ile deniz arasında sadece bir yol olup muhteşem deniz manzarasının olduğunu, dosyaya sunulan satılık gayrimenkul ilanlarında aynı emsalde bulunan gayrimenkuller ile sayın mahkemenin tespit ettiği değer arasında fahiş farklar olduğunu, aynı metrekaredeki daire ve yazlıkların ilanları en ucuz fiyat dahi 270.000 Euro dan başladığını, bağımsız yapının bedelinin daha yüksek olacağını, söz konusu yer konut olabileceği gibi konumu ve bitişiğindeki 12 nolu parsele ise işyeri cafe, eğlence merkezi, bar, restaurant olmaya daha yatkındır ki bu da değerini daha da artırdığı yönünden bir şüphe olmadığını, bilirkişi raporuna yapılan somut örneklerle itirazlarının göz ardı edildiğini, sunduklarını emsallere bilirkişi ek raporunda bu emsallerin ilan denildiğini, tapuda böyle bedellerin olmadığının beyan edildiğini, Türkiye'de uygulana gelen tapu harçlarından kaçınmak için tapularda gerçek satış değerinin beyan edilmediğini, yeni bilirkişi heyetinden yeni rapor alınarak mukayese imkanı tanınmamış idarenin dahi teklifinin altında bir bedel belirlendiğini, İdarenin yapmış olduğu teklif de göz önünde bulundurulduğunda 2 farklı bedelden aleyhe olan bedelle hüküm kurulması güçlü idareye karşı güçsüz müvekkili ekonomik olarak ezeceğinden, bu uygulamanın hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, gerçek değerlerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.