"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1022 Esas, 2023/1938 Karar
KARAR : Esastan ret/yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/543 Esas, 2021/636 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacı- birleştirilen davanın davalısı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi, 121401 ada 3 parsel sayılı taşınmazına davalı idare tarafından otoban yapılmak suretiyle fiilen kamulaştırmasız olarak el atıldığını ileri sürerek tespit edilecek tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren faiziyle davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi, 121401 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırılması için kamu yararı kararı alıdığını, kamulaştırma çalışmalarının devam ettiğini, taşınmaza el atılmadığını, davacının iddia ettiği oranda el atılmadığının tespit edilmesi durumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere dava konusu taşınmazın tarla vasfında olduğunu, yöntemine göre inceleme ve araştırma yapılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-birleştirilen davada davalı vekili; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, objektif değer artış oranının düşük alındığını, arta kalan kısımda değer azalışının daha fazla olduğunu, düşük bedele karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2 .Davalı-birleştirilen davada davacı idare vekili; uygulanan münavebenin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının düşük alındığını, objektif değer artışı uygulanmaması gerektiğini, kalan kısımda değer azalışı bulunmadığını, fazla bedele hükmedildiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden; dava konusu taşınmaza fiilen yol olarak el atıldığı davalı idarenin cevabi yazısına göre dava konusu taşınmaza fiilen 2019 Kasım ayında girildiğinin bildirildiği ve fen bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmaza kısmen yol olarak el atıldığının gösterildiği anlaşıldığından davacı davasında haklı ise de asıl olan bedel tespit tescil davası olup, yargılama sırasında açılıp bu dava ile birleştirilmek suretiyle kabulüne karar verildiğinden asıl dava yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmüş , birleştirilen dava yönünden ise arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi yöntem olarak doğru olduğu gibi kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik durumu, ulaşım olanakları dikkate alındığında %15 oranında değer kaybı bulunduğuna dair mahkeme kabulünde de bir isabetsizlik görülmemiş ancak, hükme esas alınan ek raporda 2020 yılı için hesaplanan değerin değerlendirme tarihi olan 2021 yılına güncellenmek suretiyle bedel tespiti doğru görülmediğinden, birleştirilen bedel tespit tescil davasında; 2021 yılı buğday bostan ürünleri net gelirine göre yeniden hesaplama yapılarak; Dairelerinin denetimi ve Yargıtay denetiminden aynı kamulaştırma kapsamında geçen dava dosyalarında 2. ve 3. sınıf kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazlara değer biçilmesinde esas alınan ve uygun görülen verim miktarları ile dava konusu taşınmazın 3. sınıf arazi niteliğinde olduğu da nazara alındığında, münavebeye esas alınan ürünlerin dekara verim miktarlarının buğday yönünden 400 kg, saman yönünden 350 kg, bostan yönünden 1800 kg olarak değerlendirilmesi, Dairelerinin denetimine aynı bölgeden gelen 2021 değerlendirme tarihli dosyalarda uygulanan şekilde buğday satış fiyatının 2,25 TL, samanın 1,10 TL, bostanın 1,80 TL, buğday giderinin 367,63 TL, bostan giderinin ise 858,72 TL alınıp, Coğrafi Bilgi Sistemleri Parsel Sorgulama Uygulamasından yapılan gözlemde dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi raporunda yazılı özellikleri değerlendirildiğinde %100 oranında objektif değer artışı uygulanması suretiyle değer biçilmesi ve kamulaştırma bedelinin hesaplanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak son bilirkişi raporunda belirlenen bedelin asıl davanın davacısı-birleştirilen davanın davalısına ödenmesine karar verilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı- birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı birleştirilen davada davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek, münavebe ürünlerinin hatalı alındığını, masraf kalemlerine sermaye faizi ve genel idari giderlerin eklenmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranının hatalı belirlendiğini, aynı bölgede taşınmazlar için daha düşük bedel belirlendiğini ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. .
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, birleştirilen davada kamulaştırılan bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu ve 11 inci ve maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak; dava konusu taşınmazın konumu, yola ve yerleşim yerine mesafesi nazara alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen çıplak birim değerine %100 oranında objektif değer artışı uygulanmak ve kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışının %15 oranında olduğu kabul edilmek suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin, davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı-karşı davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oybiriğiyle karar verildi.