Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8614 E. 2024/1723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli ile bu bedele uygulanacak faizin başlangıç tarihi ve oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun ilgili maddeleri ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının geriye yürümezliği ilkesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/160 Esas, 2023/1077 Karar

KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Adıyaman) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/61 Esas, 2022/351 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi ile Kamu düzenine aykırılık nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Adıyaman ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallsei 134 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1731,96 m² irtifak, 27,82 m² pilon yeri kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilan yerinin davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, irtifak ve mülkiyet kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline, kamulaştırma bedelinin davalılara derhal ödenmesine, kamulaştırma bedeline yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz arasında davaya konu taşınmazın değerini belirlemeye yarayacak bir benzerlik bulunmadığını, davacı kurum tarafından irtifak alanlarının ve pilon yerlerinin taşınmazın en az ölçüde etkileneceği ve değerinin ölmeyeceği şekilde belirlendiğini, fıstık bahçesi olarak alınan alanda ortalama verim miktarının oldukça yüksek alındığını, davacı adına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza ilişkin uygulanan yasal faizin enflasyon karşısında eridiğini, kapitalizasyon faizinin %4 uygulanması gerekirken %5 uygulanması nedeniyle eksik bedel tespit edildiğini, verimlerin düşük masrafların yüksek uygulandığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece verilen ilk hükmün davacı idare tarafından istinaf edildiği, toplam kamulaştırma bedelinin 51.094,45 TL tespit edildiği, davalı tarafın ilk kararı istinaf etmediği sadece davacı istinafı bulunduğu, davalının davacının yapmış olduğu istinafa cevap dilekçesi vermesinin davalı yönünden herhangi bir usuli kazanılmış hak oluşturmadığı, iade kararından sonra toplam kamulaştırma bedeli olarak heyetten ek rapor alındığı ve 49.667,12 TL bulunmasına rağmen ilk bulunan miktardan düşük olduğundan ve davalı lehine yanlış yorum yapılarak usuli kazanılmış haktan bahsedilerek 51.094,45 TL toplam kamulaştırma bedeline karar verilmesinin uygun olmadığı, bu nedenle toplam irtifak kamulaştırması ve mülkiyet kamulaştırma bedelinin 49.667,12 TL üzerinden belirlenmesi gerektiği, ayrıca fazla yatırılan kamulaştırma bedelinin davacıya iadesi gerektiği gözetilerek tarafların istinaf başvurusunun esastan reddi ile Kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz arasında davaya konu taşınmazın değerini belirlemeye yarayacak bir benzerlik bulunmadığını, davacı kurum tarafından irtifak alanlarının ve pilon yerlerinin taşınmazın en az ölçüde etkileneceği ve değerinin ölmeyeceği şekilde belirlendiğini, fıstık bahçesi olarak alınan alanda ortalama verim miktarının oldukça yüksek alındığını, karara esas teşkil eden raporda yüzölçümünün 5484,31 m² olarak düzeltilmesi gerektiğini, davacı adına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza ilişkin uygulanan yasal faizin enflasyon karşısında eridiğini, kapitalizasyon faizinin %4 uygulanması gerekirken %5 uygulanması nedeniyle eksik bedel tespit edildiğini, verimlerin düşük masrafların yüksek uygulandığını, bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilan yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının ve pilon yeri bedelinin tespit edilmesi yerindedir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun'un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiş. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa'nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; ''İptal kararları geriye yürümez'' hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; ''Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme itiraz olunması iktiza eylemesine...'' gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; '' Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır'' genel hukukî prensibin hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 10.05.1017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasında başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılar vekilinin bila tarihli temyiz dilekçesindeki; “Bankalarca mevduata uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas- 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 15.02.2024