Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8652 E. 2024/2465 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza yol olarak el atıldığından emsalin üstün ve eksik yönleri gözetilerek 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca kıyasen değer biçilmesinde ve bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/347 Esas, 2023/1119 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre her paydaş için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar ... dışındaki davacılar yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle ... dışındaki davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı idarenin davacı ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ..., ... Mahallesi, 4858 parsel (eski 3320 parsel) sayılı taşınmaza fiilen el atılarak Kuzey Marmara Otoyolu ve güvenlik alanı yapıldığını, davalı idare tarafından Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/431 Esas sayılı dosyasında acele el koymaya izin ve bedel tespiti yapıldığını; ancak acele kamulaştırmayı yapan idarenin makul süre içerisinde kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davasını açmadığını, açıklanan nedenlerle tespit edilecek bedel ile acele kamulaştırma kapsamında takdir edilen bedel arasındaki farkın denkleştirilmesi suretiyle davacılar lehine hükmolunacak kısım için şimdilik 10.000 TL bedel tazminatının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy-Akyazı arası bağlantı yollarından oluşan proje güzergahı kapsamında kaldığından kamulaştırıldığını, 5.549,49 m² yüzölçümlü olup 1.845,02 m²sinin kamulaştırıldığını, Bakanlar Kurulunun 19.08.2016 tarihli ve 2016/192 sayılı kararı ile el koyma kararı verildiğini, kamulaştırma işlemlerinin de Bakanlar Kurulu kararına istinaden 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 27 nci maddesi gereğince yürütüldüğünü ve acele el koyma bedelinin depo edildiğini, davayı esas yönünden kabul etmemekle birlikte dava konusu taşınmazın niteliği belirlenip değer biçilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinden acele kamulaştırma dosyasında bloke edilen tutar mahsup edildikten sonra bakiye bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; emsalin uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz ile emsalin emlak vergi değerleri arasında oranlama yapılmadığını, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli ... planında tarımsal niteliği korunacak alanda ve karayolu koruma kuşağında kaldığı, bilirkişilerce yapılan değerlendirmede taşınmazın etrafında öğrenci yurtları ile eğitim ve sağlık tesislerinin bulunduğu, konut tipi yapılaşmalar olduğu, belediye hizmetlerinden yararlandığı hususlarının tespit edildiği, dolayısıyla arsa vasfında değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmaza ilişkin davalı idarece 2018 yılında kıymet takdiri yapılarak yine aynı yıl acele el koyma kararı verildiği, dolayısıyla el atma tarihinin 1983 yılından sonra oluşuna ilişkin yapılan değerlendirmede isabetsizlik görülmediği, dava konusu taşınmaz ve emsal taşınmaza ait rayiç değerleri gösterir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından, bu eksiklik giderilerek ilgili belgelerin dosyaya kazandırıldığı, dava konusu taşınmaz kadastral parsel olup hükme esas bilirkişi raporunda emsal alınan ... Mahallesi 707 ada 2 parsel sayılı taşınmazın dosya içerisinde bulunan akit tablosunun incelenmesinde gerçek kişiler arasında yapılan bir satış olduğu, satış tarihinin 25.12.2017 olduğu, emsal imar parseli olup düzenleme ortaklık payı kesintisi oranının %25,58 olduğu, bilirkişi raporunda düzenleme oraklık payı düzeltmesinin yapıldığı, aynı bölgede bulunup Yargıtay incelemesinden geçmek sureti ile kesinleşen ... 4366 parsel sayılı taşınmaza değerleme tarihi olan 30.05.2019 tarihi itibari ile 1027,00 TL/m² birim fiyatı belirlendiği gözetildiğinde davaya konu taşınmaz bakımından değerleme tarihi olan 15.02.2021 tarihi itibari ile belirlenen (eski irtifak değer düşüklüğü uygulandıktan sonra) 1.011,00 TL/m² birim fiyatının davalı idarenin iddia ettiği gibi yüksek olmadığı kanaatine varılmakla her ne kadar dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaç bedellerinin ilgili Tarım Müdürlüğünce dava tarihine göre belirlenen maktu ağaç bedellerini gösterir cetvele göre belirlenmesi gerektiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda acele el koyma dosyasında belirlenen ağaç bedellerinin dava tarihine güncellenmesi sureti ile değer tespiti yoluna gidilmesi isabetsiz ve dava konusu ile emsal taşınmazın rayiç değerleri arasında ters orantı oluşmuşsa da, istinaf aşamasında maktu ağaç bedellerini gösterir cetvelin dosyaya kazandırıldığı ve yapılan incelemede hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen toplam kamulaştırma bedelinin davacı idare aleyhine olmadığı kanaatine varıldığından bu hususun eleştirilmesi ile yetinildiği, ancak güncel tapu kayıtlarında davacılardan ... hissesi üzerinde icrai hacizler bulunmakta olup tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılmasına ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza yol olarak el atıldığından 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarenin ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdarenin Davacı ...’e İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.